Yağmur gibi zamlar!
Yayınlayan
İktidarınızda verginin temel ilkeleri genellik, eşitlik, adalet ve mali güce göre vergilendirme kavramları yok edildi. Kısaca ne geldi? Adaletten uzak bir vergi sistemi. Vergi uygulamalarınız vatandaşımızı da ne derece önemsediğinizi gösterir. Dolaylı vergi geliri yüzdesinin dolaysız vergi gelirlerinin 2 katından fazla olduğu bir ülkede iktidar vatandaşını gözden çıkarmış demektir. 2020 yılında toplam verginin yüzde 52,5’i yalnızca ÖTV ve KDV, toplam vergi gelirlerindeki dolaylı vergi oranı ise -defalarca buradan söylendi- yüzde 67. Yani iktidar kazanandan değil, tüketenden vergi alıyor. Bunun adı mali anestezidir. Bu teoride vatandaş, farklı farklı alınan dolaylı vergileri hissetmez ancak bizde işin daha acı yanı şu: Milletimiz vergi sağanağını iliklerine kadar hissediyor, pazarda, markette, mutfakta, faturalarda, aldığı her nefeste hissediyor. Peki, bu hissiyatla ilgili soruyorum, samimiyetle, lütfen, vicdanen cevap verin kendinize: Beraber yürüdüğünüz, beraber ıslandığınız müteahhit arkadaşlar da bunu hiç bu şekilde hissettiler mi? Millet kendini özellikle dolaylı vergiler üzerinden para kasası olarak gören iktidardan bezdi. “Vergi”, “harç”, “fon”, “katkı payı”, “zam”, “ceza başlıkları” adı altında 532 farklı kalemde bedel ödüyor. Tüm yaratıcılığınıza rağmen, vergi tahsil oranları düşüyor; 2000’lerde yüzde 91’lere varan tahsilat oranları, 2020 itibarıyla yüzde 77. Bu gerileme aynı zamanda mali disiplini bozuyor. Mali disiplin bozulunca ne oluyor? Vatandaşın cüzdanına daha fazla faiz yükü, daha yüksek enflasyon olarak dönüyor. Ücretli çalışanların maaş artışını yağmur gibi yağan zamlar alıp götürüyor. Kaşıkla verip kepçeyle alıyorsunuz.
İktidarın yanlış politikaları neticesinde ülkemizde asgari ücret bugün ortalama ücret oldu. Neredeyse 2 kişiden 1’i asgari ücretle çalışıyor. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3.049 liraya ulaşmışken asgari ücretin 2.825 lira olması yazıktır, günahtır. Asgari ücretli yani çalışanların neredeyse yarısı bırakın doymayı, giyinmeyi, ısınmayı ay ortasını getiremez duruma geldi. Bir de bu kuş kadar maaştan gelir vergisi ve damga vergisi, toplamda 500 lira alıyorsunuz.
Son üç yılda elektrik yüzde 122, son iki yılda doğal gaz yüzde 63 zamlandı. Müjdesini verdikten sonra doğal gaza gelen zam sayısı 9. Temel gıda fiyatlarına gelen zamları artık sayamıyoruz bile. Aynı ürünü iki hafta üst üste aynı fiyata almak artık sadece güzel bir anı. Ekonomistleri hayran bırakan “faiz sebep, enflasyon sonuç” denkleminize şimdilerde “fahiş fiyatlar sebep, enflasyon sonuç”u eklediniz. Denklemdeki değişkenlerle ne kadar oynarsanız oynayın sonuç değişmeyecek. Ben size denklemi de çözümü de söyleyeyim: Kötü yönetiminiz sebep; hayat pahalılığı, ekonomik kriz, fakirlik, fukaralık sonuçtur.
Çözümse çok basit: Önümüzdeki ilk seçimin ardından devlet yönetimini iş bilen, liyakatli kadrolara devretmeniz. Sonrasında, vergi sisteminin yapısal sorunlarını giderecek kapsamlı ve gerçek bir vergi reformu hazırlayacağız, gelir adaletine olumlu katkı sağlayacak, vergiye uyumu artıracak, vergisini düzenli ödeyenleri mağdur etmeyecek, vergi tabanını genişletecek düzenlemeler yapacağız, vatandaşlarımızın zorunlu ihtiyaçlarına ayırdıkları geliri vergiden muaf tutacağız. İktidarımızda aziz Meclisimizin yetkisine kimse ipotek koyamayacak. İktidarımızda iyilerin ellerinde Türkiye eşitlenecek, Türkiye iyileşecek.