Konteyner Limanı ve Polipropilen Fabrikası (25.12.2019) Basın Açıklaması
Yayınlayan
CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Mersin’den kaçırılan Konteyner Ana Aktarma Limanı’nın polipropilen tesisine kurban edildiğini söyledi. Mersin’i zehirleyecek olan tesisin on binlerce kişiye istihdam sağlayacak limanı engelleyeceği gibi Mersin’i havasından ve suyundan edeceğini belirten Gökçel, Mersin’in kalbine hançer saplandığını savundu.
Gökçel’in basın açıklaması:
Değerli Basın Mensupları,
Şimdi sizlere seçim bölgem olan Mersin’den, Mersin’in kalbinden bahsedeceğim.
Mersin liman ve limon şehridir.
Tarım ne kadar önemliyse, ticaret de o kadar önemlidir Mersin için.
10.Kalkınma Planında, Mersinimize bir ana konteyner aktarma limanı yapılacağı ilan edildi.
Kent planları yapıldı bunun için.
1/100.000’lik plana da, 1/5000’lik plana da işlendi.
Bu liman, Anadolu’nun, Ortadoğu’nun, Türki cumhuriyetlerin ve İpek Demiryolunun, Akdeniz’e açılan kapısı olacaktı.
Türkiye’nin en büyük limanı olacaktı.
TINA raporuna göre burada yılda tam 4 milyon konteyner işlem görebilecekti.
Fakat bu yaz, ne olduysa oldu.
11. Kalkınma Planı Meclis’e geldiğinde gördük ki Liman yok!
Olamaz dedik. İtiraz ettik.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı çıktı, Liman Mersin’e yapılacak dedi.
Biz, bunun 11.Kalkınma Planına işlenmesini istedik ama kabul etmediler.
Devlet yazıyla, hukukla yönetilir dedik, dinlemediler.
Türkiye, bir adamın iki dudağının arasına sıkışmış vaziyette diyoruz.
İşte Mersin’in limansız bırakılması da böyle oldu.
Bunu Cumhurbaşkanı veya Cumhurbaşkanı Yardımcısının açıklaması gerekiyor.
Konteyner Limanının Mersin’e yapılacağı 11.Kalkınma Planında neden yok?
Bir Mersinli olarak gerçekten merak ediyorum.
Bakın arkadaşlar, 1/5000’lik plan bu.
Gri alanlar, limanın yapılması planlanan yer.
Buradan da limanın otoban bağlantısı gerçekleşecek.
4 Milyon konteynerlik liman bu, otobana da demir yoluna da direkt bağlantısı olmalı, değil mi?
Ama buraya, Limanın kara bağlantısına, Mersin’in kalbine polipropilen fabrikası kurmak için, yandaşın biri başvuruda bulundu.
Bu alanı istiyoruz dedi.
Buranın yarısı sanayi alanı ve park.
Diğer yarısı Serbest Bölgenin genişleme sahası.
Doğusunda binlerce kişinin yaşadığı Karaduvar,
Batısında Mersin’in can damarı serbest bölge.
Kuzeyinde Çay, Çilek ve Özgürlük mahalleleri var.
On binlerce insan yaşıyor burada.
Mersin’in havasını, suyunu kirletecek; yılda 500.000 ton kapasiteli bir plastik fabrikası Mersin’in kalbine yapılsın diye başvuru yapıldı.
Sayın Cumhurbaşkanı ne dese beğenirsiniz?
Destek de oluruz dedi.
Yüzbinlerce kişinin yaşadığı yere zehir fabrikası kurulsun diye teşvik de veririz dedi.
10 yıl vergiden de işveren sigorta priminden de muaf tutarız…
Kredi çekersen 350 milyonu bizden…
Elektrik faturanın 40 milyonu bizden…
Toplamda 500 milyon liradan fazla destek vereceğiz, sen yeter ki Mersinlileri zehirle dedi…
Şimdi sormadan edemiyorum:
Cumhurbaşkanının bu zehir fabrikasına ilgisi neden?
Sanayi Bölgeleri dururken, Mersin’in kalbine zehir fabrikası ısrarı neden?
Konteyner Limanını, 11. Kalkınma Planında Mersin’den kaçırdınız.
Sebebi, bu zehir fabrikası mı?
Niyetiniz, yandaşınızı kollamak için Mersin’i havasından da suyundan da etmek mi?