İstanbul Sözleşmesi-Kadın Hakları- 268 sıra sayılı kanun–23 06 2021
Yayınlayan
Değerli Genel Kurul, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 268 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum.
8’inci maddede Anayasa’yla askerî yargı kolluğu kapatıldığı için askerî suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda uygulanacak usuller ve hükümlerin 1632 sayılı Kanun’da olmaması hâlinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hükümlerinin uygulanacağı belirtiliyor. Genel olarak burada bütün arkadaşlarımız kanunla ilgili çekincelerden bahsettiler, birtakım ilkelerden, belirlilik ilkesinden, kanunilik ilkesinden, eşitlik ilkesinden, hukuk devletinden, Anayasa’ya aykırılıktan. Ben bunu biraz somutlaştırmak istiyorum. Şimdi, bütün konuşmalarımızda hep anlatıyoruz ya, hukuk devletine aykırı, Anayasa’ya aykırı, eşitlik ilkesine aykırı, kanunilik ilkesine aykırı; bunlar çok soyut geliyor size herhâlde, o yüzden böyle, bir kulaktan giriyor, diğerinden çıkıyor, eller kalkıyor, iniyor, kanun yapım süreciyle ilgili eleştirilerimiz hiç göz önüne alınmadan aynı şekilde devam ediyor. Bu ilkeler durup dururken birileri tarafından oturulup yazılmış şeyler değil. Demokrasi, özgürlükler, haklar, hukuk; hepsinin altında yaşanmışlıklar var, özellikle de hepsinin altında acılar var, binlerce, milyonlarca insanın çektiği eziyet var, bedeni var. Bakın, mesela şu, İkinci Dünya Savaşı’ndan, bir faşist diktatörün hırsıyla 60-70 milyon insanın öldüğü savaştan bir fotoğraf, insanların bedenleri. Bu, Orta Çağ’da işkence aleti; bakın, insanı koyuyorlar içine, burada çiviler var, kapatılıyor ve o çiviler insanların bedenine batıyor. Yine bir işkence sandalyesi ve işte, yine bir Orta Çağ görüntüsü; kazıklar, insanlar. İnsanlık buralardan geçerek geldi, bu ilkeler böyle belirlendi, masa başında belirlenmedi arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Ne oldu? Tabii, iki dünya savaşı yaşandı, kayıplar verildi, 1949 Avrupa Konseyi sonra insan haklarını korumak için insanlar bir sözleşme imzaladılar, o da yetmedi güvence altına almak için yaptırım uygulasın diye devletlere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini kurdular ama bu mahkeme de, bu sözleşme de kadınları korumaya yetmedi. Bu yüzden ne diyorlar? İnsan hakları canlı belgelerdir, bu metinler canlı metinlerdir ve sürekli gelişir, değişir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bizimle ilgili verdiği bir karar neticesinde de bizim öncülüğümüzde İstanbul Sözleşmesi imzalandı çünkü kadınları koruyamıyordu o sözleşmeler ve bu sözleşme maalesef, içinde yer alan eşitlik maddesiyle ilgili, ayrımcılık yasağıyla ilgili bir maddeden dolayı “Yok, efendim eşcinselliği teşvik ediyor.” diye bir gece yarısı iptal edildi sonra ne oldu biliyor musunuz? Kadın cinayetleri her gün devam etti.
Bakın, değerli arkadaşlar, geçen hafta İnegöl’deyim. İnegöl Kıran köyünde 29 yaşında Bircan Doğan eşi tarafından öldürüldü. Uyuşturucu içmiş, kadının çalıştığı okula gidiyor ve 26 bıçak darbesiyle öldürüyor. Cenazesine katıldım, 2,5 yaşında, 9 yaşında iki çocuğu vardı. 2,5 yaşındaki çocuk annesinin tabutuna bakarak ne dedi biliyor musunuz? “Anneme oradan bakalım mı?” dedi. “Anneme oradan bakalım.” dedi hepimizin huzurunda, yürek dayanmaz, yürek dayanmaz arkadaşlar. Siz de yürek varsa nasıl dayanıyor bilmiyorum gerçekten. (CHP sıralarından alkışlar)
CEYDA ÇETİN ERENLER (Kütahya) – Ne alakası var?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Çok alakası var. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kadın cinayetlerini teşvik ediyor, cesaretlendiriyor erkekleri, nasıl alakası yokmuş? (CHP sıralarından alkışlar) Daha ertesi gün hemen çıkıp “hashtag”ler yaptılar utanmadan dediler ki: ” Artık daha rahatız, kadının beyanı esas alınmayacak.” bir sürü şeyle yola çıktılar ve her gün kadın cinayetleri işleniyor. Sizin yüreğiniz sızlamıyor mu?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Neyle ilgili konuşayım, söyle onunla ilgili konuşayım.
BAŞKAN – Buyurun siz Meclise hitap edin.
Buyurun cevap verin Meclisimize, laf atanlara cevap vermeyin.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Başkanım, neyle ilgili konuşmam gerektiğini söylüyorlar da onlar her şeyi biliyor ya! Onlar bu ülkenin her şeyini biliyor. Kadınları biliyor, çocukları biliyor, hakları biliyor, insan haklarını biliyor, demokrasiyi biliyor, her şeyi biliyorsunuz siz. Sandıkta göreceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Buyurun, toparlayın.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – O yüzden düzenleme yaparken bilin ki, bilin ki her bir kelime, her bir nokta, virgül insanların hayatını etkiliyor, insanların geleceğini etkiliyor; ya insanları mutlu ediyor, yaşatıyor ya da insanların hayatını karartıyor. Bunu bilerek kanun yapın diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)