Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi üzerine yaptığım konuşma..10 06 2020
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugüne kadar buraya getirilen kanunlar üzerinde maalesef muhalefet partilerinin eleştirileri, önerileri dikkate alınmıyor. Hani, hep bize diyorsunuz ya: “Eleştiriyorsunuz.” Siz de yaptığımız katkıları, önerileri hiç dikkate almıyorsunuz. Bu kanundaki düzenlemeler, birçok madde hakikaten Anayasa’ya, insan haklarına aykırı olarak düzenleniyor. Bir örnek vereceğim somut bir şekilde ve geçeceğim: Şimdi, bu kanunda durdurma yetkisi veriyorsunuz bekçilere ve buradaki gerekçeyi “makul bir sebep” olarak açıklıyorsunuz. Yani sadece bu makul sebep kime göre hangi somut durumlarda uygulanacak, bir açıklaması yok maalesef. Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu’na bakıyoruz, örneğin, daha geniş kapsamlı bir tanım var orada polisi daha çok sınırlandıran. Orada ne diyor? “Polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebep” diyor. Makul bir sebep ama somut bir durumdan bahsediyor, tecrübeden bahsediyor yani koşulları daha da sınırlandırıyor. Oysa bekçiye çok genel bir ifadeyle bu yetkiyi veriyorsunuz. Bunlar kabul edilebilir değil arkadaşlar.
Bakın, bir kanundaki tek bir kelimenin insanların özgürlüğünü, hayatlarını nasıl etkilediğini, kötü niyetli yorumcuların elinde geçen hafta uygulandığı gibi nasıl kötü bir şekilde uygulandığını gördük mü? Gördük. Ne diyorsunuz milletvekillerinin dokunulmazlığının düşürülmesiyle ilgili? “Geçici madde var, geçici 20’nci madde.”
Peki, geçici 20’nci maddede, o gün sadece o dosyalar belirtilirken amaç ne? O değişiklik yapıldıktan sonra Meclise gelen dosyaları kapsamadığını belirtmek için konulmuş o madde. Peki, soruyorum: O geçici maddede, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrasının o madde için uygulanmayacağı yazıyor mu? Hayır, yazmıyor. Yazmadığına göre, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrası orada durduğuna göre uygulanacak mı? Evet, uygulanacak. Bakın, bu şuna benzer: Diyelim ki Seçim Kanunu’nda bir değişiklik yaptınız. Ne diyor Anayasa? Yapılan değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz diyor ama uygulanmasını istiyorsanız, o maddenin uygulanmayacağını geçici maddeye yazıyor musunuz? Yazıyorsunuz. Burada yazıyor mu? Yazmıyor. Demek ki her bir kelimeyi ölçerek, biçerek, tartarak, kötü niyetli uygulayıcılara böyle yorumları bırakmayacak şekilde, bu kanunu da bu şekilde düzenlemek gerekiyordu.
Şimdi, biz yine de milletin vekilleri olarak, burada adaletsizlikleri dile getirebiliyoruz, buradan haykırabiliyoruz, size söyleyebiliyoruz ama ülkenin dört bir yanında adaletsizlikler yaşayıp sesini duyuramayan insanlar var. Fırat’ın kıyısında kaybolan kuzunun hesabını veren bir adalet anlayışından sonra, şimdi, köylülerin kuzularını kaybedenlerin adaletini savunanlarla karşı karşıyayız. (CHP sıralarından alkışlar)
Nasıl karşı karşıyayız? Bakın, Kirazlıyayla’dan Emine. Ağlıyor, niye ağlıyor biliyor musunuz? Topraklarını savunuyor, suyunu savunuyor, merasını savunuyor ama her gün yoğun bir baskı altında çünkü Kirazlıyayla’da devletin bütün kamu gücü Lübnanlı şirketin çıkarına çalışsın diye resmen tahsis edilmiş. Köyün yolları kapatılıyor ve oraya çevrecilerin gitmesi, sadece bir basın açıklaması yapması dahi engelleniyor. Üstelik aynı şehirde farklı ilçelerde aynı kişiler aynı basın açıklamasını yapacakken birinde izin veriliyor, birinde izin verilmiyor çünkü burada siyasileri arkasına almış bir Lübnanlı şirket var ve bu kadınlar gözaltına alınıyorlar ve ağlıyorlar. Seslerini duyuramıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Diyordu ki Sevgi teyze televizyonda “Sayın Cumhurbaşkanım ne istedin de vermedik, ne istedin de vermedik. Tek adam dedin ona da evet dedik. Birisi gelsin Allah aşkına şurada ÇED raporu verdiğiniz yerleri bir görsün.” dedi. Ama, ama herkesin maalesef gözleri, kulakları, dilleri; sağır, kör ve lal.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Buyursunlar.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Şimdi evet arkadaşlar, bu adaletsizlik Mecliste, ülkenin dört bir yanında, her yerde yoğun bir şekilde yaşanırken bir yandan da çok ciddi bir şekilde özellikle Covid salgını fırsata çevrilerek ülkenin ırmakları, ülkenin meraları, toprakları, tarım alanları birilerine peşkeş çekiliyor ve maalesef böyle giderse ırmağının akışına ölünecek bir Türkiye kalmayacak. Hepinizi, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)