Bu hazin tablo sizin eseriniz.
Yayınlayan
Bu hafta limonun başkenti Erdemli’de üreticilerimizle narenciye sektörünün sorunlarını konuştuk. Narenciye üreticilerimizin kronik sorunlarının yanında bu sezon yaşadıkları güncel sorunlar maalesef dayanılmaz boyutlara ulaştı. Zirai ilaç, elektrik, gübre fiyatlarına gelen yüzde 100’ü aşan zamlar yetmedi, üstüne, geçen yıl, ihracatı izne tabi tuttunuz. O günlerde yine buradan uyarmış “Mahsullerimiz hem iç piyasaya hem de dış piyasaya yetecek düzeyde, bu kararı hemen kaldırın. Bu yaptığınız yalnızca kısa vadeli zarar yaratmayacak, uzun vadede de rekabet gücümüzün düşmesine ve pazar kaybına sebep olacak.” demiştik; dinlemediniz. İşte, o kararınızın etkilerini şimdi görüyoruz. Narenciye ihracatçılarımız binbir emekle oluşturdukları ticaret ağlarını, mevcut pazarlarını Güney Amerika ve Güney Avrupa ülkeleri başta olmak üzere güçlü rakiplerine kaptırıyorlar. Şimdilerde, maalesef, daha küçük ölçekli firmalarla bağlantı kurarak, diğer ihracatçı ülkelere göre de çok daha ucuz fiyat vererek ürünlerini satmaya çalışıyorlar. Yanlış planlamalarınız tüm pazarımızı altüst etti. Ekonomik aczinizin bedelini ihracatçısından işçisine, nakliyecisinden çiftçisine tüm narenciye sektörü ödüyor. Ne hikmetse Mersin başta olmak üzere tüm Akdeniz ve Ege hattındaki narenciyeciler aynı sorunu yaşıyor. Tabii, merak ediyoruz, Akdeniz’i, Ege Bölgesi’ni size az oy veriyor diye mi kaderine terk ediyor, hatta eziyet ediyorsunuz? Bizim oralarda narenciye hasat zamanı neşe olurdu, bereket olurdu. Siz, çiftçilerimizin mutluluğunu, umutlarını çaldınız.
Çiftçinin bir kilo limonu maliyetinin kat kat altına, 50 kuruşa bile satamaması yazıktır, günahtır. Siz, resmen, çiftçiye ağaçlarını kesmekten başka çare bırakmıyorsunuz. Her zaman söylüyoruz “Limon sadece limon değildir; çiftçiliktir, fabrikada istihdamdır, ihracattır.” Anayasa’mızın 45’inci maddesinde “Devlet, çiftçilerin işletme araçlarının ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.” hükmü yer alıyor. Gelin, narenciye üreticisinin ve ihracatçısının maliyetlerine destek olun ve DFİF desteğini bu yıl ton başına en az 100 dolar yapın ki en azından biraz rahatlasınlar.
Ama siz hâlâ “‘Ben zarar ettim.’ diyen çiftçimiz yok, olmaması gerekir.” diyebiliyorsunuz. Evet, bizce de bu bereketli topraklarda zarar eden hiçbir çiftçinin olmaması gerekir ama var, hem de binlerce var ve bu hazin tablo sizin eseriniz. Hatta alay eder gibi “Çiftçimize moral, motivasyon vermek en önemlisi.” diyorsunuz. Çiftçilerimiz sizden ne moral istiyor ne motivasyon, onlar sizden verdiği emeğin karşılığını, döktüğü terin bedelini istiyor; tohum ekip borç biçmek değil, bolluk, bereket, refah biçmek istiyor, sizinle yoklukta değil, varlıkta buluşmak istiyor.