Bu bir tahterevalli bütçesidir…13 12 2021
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 yılı bütçesinde Kültür Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi ile tiyatrolar hakkında söz aldım. Aslında devlet tiyatrolarıyla ilgili birçok şeyi Bütçe Komisyonunda dile getirmiştik, niyeti olan zaten gereğini yapar diye düşünüyorum. Çok tekrara düşmeden birkaç şey söyleyeceğim Sayın Bakan.
Personel alımıyla ilgili nisan ayında bir sınav gerçekleşmişti ve sonucu açıklanmamıştı, dün sordum hâlâ açıklanmamış. Hakikaten hem camia hem biz merak ediyoruz neden açıklanmadığını. Acaba sanatçı olacak TÜGVA’cılar bulunamadığı için mi hâlâ açıklanmıyor? Ne zaman açıklanacak?
Bir diğer konu, 4/B’li personelin yaşadığı haksızlarla ilgili. Hem eşit işe eşit ücret yok, sosyal hakları yok hem de Ankara’dan halk dansları topluluğunun İstanbul’a taşınması sürecinde “Hiçbir personel mağdur edilmeyecek.” dendiği hâlde 33 sanatçıya sözleşme feshiyle ilgili tebligat yapılmış. Bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor.
Diğer bir konu, DÖSİMM’de büro personeli olarak çalışan kişilerin bazılarının sanatçı olduğu ve sanat icra ettikleri ve bunların da haklarına kavuşması için, sanatçıya gerçek değerin verilmesi için bir an önce haklarının verilmesi gerekiyor. Velhasıl dönüp dolaşıp bütün sorunların temeli aslında tek adam rejimine ulaşıyor. Çünkü bu Kurumun bütün iç işleyişi üzerinde siyasi bir hegemonyanın olduğu söyleniyor. Davetiye haklarına dahi Bakanlık uhdesinde alındığı, el konulduğu söyleniyor.
Bu yüzden biz de şimdi, tiyatrocuların da bir cümle bütün sanatçıların da esnafın da işçinin de çiftçinin de emeklinin de gencin de yaşlısının da bu sorunlarının kaynağı olan adaletsiz düzenin adaletsiz bütçesini bir tiyatro eseriyle Bertolt Brecht’in “Tahterevalli”siyle anlatmaya çalışacağız. Evet, bu bir tahterevalli bütçesi.
“İyice görüyorum artık düzeni.
Orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
aşağıda da bir çok kişi.
Ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
‘Çıkın buraya gelin ki,
hepimiz olalım yukarıda.’
Ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
neyin saklı olduğunu
yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
Yol değil ama.
Bir tahta bu.
Ve şimdi görüyorsun açıkça;
Bu bir tahterevalli tahtası.
Bütün düzen bir tahterevalli aslında.
İki ucu birbirine bağımlı.
Yukardakiler durabiliyorlar orada,
sırf ötekiler durduğundan aşağıda.
Ve ancak;
aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece
kalabilirler orada.
Yukarıda olamazlar çünkü,
ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.
Bu yüzden isterler ki;
aşağıdakiler sonsuza dek
hep orada kalsınlar.
Çıkmasınlar yukarı.
Bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden.
Yoksa durmaz tahterevalli.
Tahterevalli.
Evet, bütün düzen bir tahterevalli.”
Bu bütçe de bir tahterevalli. Dünyanın ihalesini alan 5’li çete, saray ve şürekâsı, bir tüpçü, Londra’daki bir avuç tefeci yukarıda kalabilsin diye aşağıdaki 83 milyonun sırtına bindirilmiş ağır bir yüktür bu bütçe.
Evet, bu bütçe, bir yüzükle gelip milletin parmağındaki yüzükleri alan, son olarak da milletin yastığının altındakilere göz koyanlar yukarıda kalabilsinler diye hazırlanmış bir bütçedir; doğayı vahşice katleden, ekolojik dengeyi bozan, dünyayı yok edenler, Cengizler yukarıda kalsın diye aşağıdakilere yandaş basından bayat ekmek tarifleri veren, “Aman, et yemeyin, süt içmeyin, peynir yemeyin, inekler metan gazı çıkarıyor, dünya yok oluyor.” diye sahtekârca propaganda yaptıranların bütçesidir. Ama söz veriyoruz 83 milyona; işçisine, çiftçisine, köylüsüne, kentlisine, gencine, yaşlısına, esnafına, emeklisine, emekli olamayanına, bütün halka buradan söz veriyoruz. Geliyor gelmekte olan ilk seçimde yukarıya çıkacak milyonlarca insan.