Çoklu Baro teklifi üzerine yaptığım konuşmam 10 07 2020
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aynı zamanda, buradan hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağına, namusu ve vicdanı üzerine ant içmiş ve bu yemine bağlı kalan, günlerdir yürüyen, günlerdir haykıran, gazlanan, coplanan, adliyeler önünde oturan, Meclis önünde sabahlayan 80 Baro Başkanımızı ve bütün avukat arkadaşlarımı, meslektaşlarımı da saygıyla selamlıyorum.
Ne getiriyor bu teklif? Çoklu baro sistemini getiriyor özetle ve temel olarak, diğer bütün maddeler de hemen hemen bu sistemin uyarlamasıyla ilgili. Şimdi, amaç ne? “Seçimle biz barolara hâkim olamıyoruz. Baroları nasıl ele geçirelim? Kendimize yeni barolar kuralım.” Şimdi, baroların kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olduğunu günlerdir anlatıyoruz. Kamu kurumları nasıl bölünemiyorsa, kamu kurumu niteliğindeki barolar da, yargının bir parçası olan, savunmanın kutsal görevini yerine getiren barolar da bölünemez, parçalanamaz değerli arkadaşlar. Bu, ülkenin üniter yapısına aykırıdır. Bu, Anayasa’ya aykırıdır. Bu, bölücülüktür. Bundan en kısa zamanda pişmanlık duyacaksınız diğer yasalarda olduğu gibi, yine vazgeçmeye çalışacaksınız.
Şimdi, daha önce şöyle bir örnek de vermiştim Komisyonda: KHK’lerle bir sürü hukuk derneği kapattınız. Mutlaka sizin de aranızdaki hukukçuların üye olduğu dernekler vardı. Şimdi, bu paralel baroyla, aslında bu yapıların önünü açıyorsunuz. Bakın, bir örnek vereceğim: 15 Temmuzdan sonra, o birlikte üye olduğunuz dernekteki avukatlarla birbirinizin telefonlarını açmadınız, biliyor musunuz? Evet, bizim ceza hukuku hocamız derdi ki savunma için: “Çiçero’dan başka kimse kendisini çok iyi bir şekilde savunamaz.” Herkesin savunmaya ihtiyacı var, avukatların da savunmaya ihtiyacı var. Bir gün savunmaya ihtiyacınız olduğunda belki kuracağınız paralel barodan arkadaşlarınızı arayamayacaksınız, belki onlar sizin telefonlarınızı açmayacak. Yapmayın bunu, doğru bir şey değil. Bunları yaşadık, siz yaşadınız. O yüzden, buradan, bu teklifin hâlâ geri çekilmesi mümkün, çekilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Şimdi, çok hazin, çok acı. İstanbul işgal altındayken, Yunanlılar İzmir’e çıktığında, İstanbul’da Sultanahmet’te miting düzenlenebiliyor. Miting düzenleniyor, protestolar yapılıyor ama avukatlar kendilerini ilgilendiren bu yasayla ilgili görüş bildiremedikleri gibi, hazırlık aşamasında hiçbir şekilde kendilerine sorulmadığı gibi, Meclise gelemiyorlar. Binbir türlü mücadele verdiler Komisyonda görüşülürken Meclise girmek için, bugün dilekçe vermek için; maalesef engelleniyorlar. Yapmayın değerli arkadaşlar, işgal altındaki İstanbul’da bile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bu davranış, bu reva görülmemiş. Bu, doğru bir şey değil. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, barolarda -evet, ben de daha önce konuşan arkadaşlarımız gibi yönetimlerde görev aldım- siyaset olmaz; barolarda mesleğin ilkeleri olur, mesleğin onuru olur, mesleğin kuralları olur. Hangi arkadaşımıza eğer bir saldırı gerçekleşmişse siyasi görüşüne bakılmaksızın hep birlikte, omuz omuza yanında olduk, mücadele ettik, aynı baro odasında oturduk, aynı hukuksuzluğu eleştirdik, aynı hâkim hakkında konuştuk; ne zaman bir meslektaşımızın sorunu olsa hiçbir şekilde ayrım gözetmeksizin hep beraber yanında durduk, durmaya devam ediyoruz ama bu yasa teklifi geçerse bu olmayacak, baro odaları bile ayrılacak, barolara ayrılacak ve bu, ülkeye de sirayet edecek. O yüzden, bu yasa teklifi savunmayı bölmüyor sadece, baroları bölmüyor, ülkeyi bölüyor değerli arkadaşlar, ülkeyi bölüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Genç arkadaşlarla ilgili içine bir de şeker katmışsınız bütün, böyle, bu, zehirli yasalarda yaptığınız gibi. Genç arkadaşlarımın çok fazla sorunu var, günlerdir anlattık. Baroların kesesinden onlara bir iyilik yapmayın; gelin, o zaman kendi kesenizden yapın, iktidarın topladığı vergilerden fedakârlık yapın. Yeni büro açan arkadaşlardan beş yıl vergi almayın, ondan sonra, primlerini düşürün, KDV’yi düşürün, CMK tarifesini avukatlık asgari ücret tarifesine eşitleyin -işçi avukatlarla ilgili bir yönetmelik çıkmıştı, iptal edildi- taban ücretini belirleyin, insani koşullarda, mesleğin vakarına yakışır bir şekilde mesleklerini icra etmelerini sağlayın. Gelin, bunları yapalım.
Yapın, biz de inanalım sizin samimiyetinize ama samimi değilsiniz. Meclis ara verecek. Önümüzdeki ekimde de seçimler var. Apar topar, corona morona Hak getire; “Bir önce yetiştirelim, baroyu ele geçirelim.” anlayışıyla iki haftadır burada bu çalışmayı sürdürüyorsunuz.
Bu teklif hukuk devleti ilkesine aykırı, bu teklif hukukun üstünlüğüne aykırı, bu teklif yargı bağımsızlığına aykırı, savunmanın kutsallığına aykırı, üniter yapımıza aykırı, vicdana aykırı, Anayasa’ya aykırı, insanlığa aykırı diyorum ve bu teklifi reddediyoruz, sizler de ret verin diye son bir kez çağrıda bulunuyorum.