Yavuzyılmaz, Adalet Komisyonunda AKP’li vekillere seslendi “Başucu kitabınız Kavgam, yazarı Hitler!”
Yayınlayan
Biyografik
Zonguldak - 1979, Ömer, Kadriye.
Elektrik Mühendisi; Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Fakültesini bitirdi.Enerji sektöründe, ulusal ve uluslararası ölçekte hizmet veren bir firmanın kuruculuğu ve yöneticiliğini yaptı.Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Fransızca bilen Yavuzyılmaz,bekârdır.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, AKP ve MHP’nin 28 maddeden oluşan “çoklu baro” teklifinin, Adalet Komisyonu’nda devam eden görüşmeleri sırasında “AKP’li milletvekillerinin farklı görüşlere kapalı olduğu ve teklifin virgülü değiştirmeden geçmesini istedikleri” yönünde eleştiri yaptı.
CHP’li Milletvekili, AKP’li Milletvekillerinin bu tavrını Adolf Hitler’in Kavgam kitabında yer verdiği bir stratejiye benzeterek, “Başucu kitabınız Kavgam, yazarı Hitler!” dedi.
Yavuzyılmaz’ın komisyon tutanaklarına geçen konuşmasında şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle bu yasa teklifiyle birlikte AK PARTİ’yi daha iyi nasıl anlayabilirim, sarayı nasıl anlarım diye bir araştırma yaptım ve dedim ki daha iyi anlamak için bir başucu kitabını, AK PARTİ’nin başucu kitabını biraz inceleyeyim ve neticesinde bakın, başucu kitabından okuyorum, bu benim düşüncem. Sizin başucu kitabınız olduğunu düşündüğüm kitaptan okuyorum: Herhangi bir yasa teklifinde bir virgül dahi değiştirmemekte ısrar etmenizin nedeni nedir, neden bunda bu kadar direniyorsunuz? Bakın, okuyorum: “Bir milletin büyük topluluğu politikacılardan, kamu hukuku profesörlerinden ve hatta yalnız hüküm vermeye kabiliyeti kimselerden meydana gelmez. Şüphe ve kararsızlık içinde yüzen kimselerden de oluşur. Bizim kendi propagandamız karşı tarafa küçük de olsa bir hak verecek olursa kendi hakkımızdan şüphe etmek için bir adım atılmış olur. Böylece topluluk hasmın haksızlığının nerede son bulduğunu ve bizim hakkımızın nerede başladığını tespitte zorluk çeker ve endişe içinde kalır. Eğer bir daha hasım böyle hatalar işlemez de bütün kabahati istisnasız karşı tarafa atarsa bu durum daha da fenalıklar doğurarak ortaya çıkar.” Evet, burada sizi rahatsız eden herhangi bir şey olduğunu zannetmiyorum, aynen uyguladığınız bir konu. Kitabın adı Kavgam, yazan da Adolf Hitler.
Şimdi, bu ana kadar söylediğiniz ve kendi içinde binbir türlü tutarsızlık olan bu kanun teklifindeki samimiyetinizi ortaya koyacak olan gerçek, muhalefet partilerinin önerileri doğrultusunda en azından bazı değişiklikleri yapmaktır. Virgülde dahi hata yapmadığınızı düşünmek maalesef kendinizi halkın da üzerinde, halkın temsilcilerinin de üzerinde gördüğünüz bir kibrin içine sizi atar. Bakın, neredeyse baroları yani mevcut baroları vatan hainliği noktasına endekslediğiniz bir tavır içindesiniz ancak şu bir gerçek ki Türkiye’de ekonomik krize barolar sebep olmuyor, Türkiye’yi Suriye bataklığına sokan yine barolar değil, coronavirüs sürecinde dağıtamadığınız maske skandalının sebebi de barolar değil, FETÖ’yle el ele, kol kola yıllarca birlikte yürüyen yine barolar değil, 15 Temmuz darbe girişimini de bu barolar yapmadı, 15 Temmuza giden yolun taşlarını da bu eleştirdiğiniz barolar döşemedi. 15 Temmuz için toplanan bağışları barolar yemedi. Tank Palet Fabrikasını barolar Katarlılara peşkeş çekmedi. Tüm bunlar sizin yaptığınız veya yapmaya ortak olduğunuz ve faturasını da vatandaşımızın ödediği büyük hatalar ve yanlışlar. O nedenle masum değilsiniz. Size milletimiz de, buradaki milletvekilleri de güvenmemekte çok haklılar.
Zonguldak Baro Başkanı başta olmak üzere Ankara’ya doğru barolarımız bir yürüyüş gerçekleştirdi. Zonguldak aynı zamanda büyük madenci yürüyüşünü de yapan çoluğu çocuğu, işçisi, memuru, esnafı 100 bin kişi büyük bir haksızlığa karşı Ankara’ya yürümüş bir şehir. Bu noktada Zonguldak Barosunun Baro Başkanının Ankara’ya doğru bir adım atması bile önümüzdeki ilk seçimde sizin gideceğinize olan vatandaşın kanaatini de ortaya koyması bakımından çok önemli.
Özellikle Adalet Komisyonunda birkaç farklı konunun görüşülmesini isterdim. Bunlardan bir tanesi, Sayıştayın yargı raporları neden Meclise sunulmuyor ve sunulmasıyla ilgili benim de verdiğim ve bu konuyla ilgili Genel Başkanımızın da talimatı doğrultusunda Meclis Başkanına kadar aktarılan konunun bir çözüme ulaştırılmasıydı çünkü Sayıştayın hazırladığı yolsuzluk raporları yani yargı raporları maalesef buz dağının aslında görünmeyen büyük kısmını teşkil ediyor.
Bu buzdağının bir an önce bütünü görmemiz, sizin de kendinize taktığınız masum maskenin bir an önce düşmesine neden olacaktır diyorum.
“Çoklu baro” diye tabir ettiğimiz baro sistemi aslında özet ve üst başlık olarak net bir şeyi ifade eder, o da paralel barodur.”