‘Türkiye yüksek teknoloji ürün üretiyor’ palavrası!

AKP’li arkadaşlarımız Milgem, SİHA, İHA üretimleriyle ne kadar teknolojik bir ülke olduğumuzu izah etmeye, Türkiye’nin teknolojide geldiği noktayı sadece savunma sanayideki gelişim ile açıklamaya çalışıyor. Bayraktar’ın, ASELSAN’ın, TAİ’nin yaptığı üretim Türkiye’nin teknolojik durumunu özetlemek için yeterli mi gerçekten? Türkiye teknoloji üreten bir ülke mi? Değil…

Dünyanın geleceğini şekillendirecek olan 58 ayrı teknolojik alanda ne kadar patent başvurusu var Türkiye’nin? Bu 58 alanın 50’sinde Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada geliyor. Arkasından Çin, Güney Kore geliyor. Türkiye sıralamada bile yok. Yapay zekâ, büyük veri, 3D yazıcı, 5G teknolojisi, gıda ve çevre teknolojileri dünyanın geleceğini şekillendiriyor ve biz yokuz.

Bir ülkenin teknolojideki düzeyini tespit etmek için bilimsel yayın sayısına, patent sayısına, Ar-Ge harcamasına bakabiliriz. Ancak tüm bunlardan önemlisi o ülkenin yüksek teknolojili ürünlerinin toplam ihracattaki oranıdır. Türkiye’nin ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin oranı sadece yüzde 3. Aynı oran Meksika’da yüzde 20, Bulgaristan’da yüzde 10, Brezilya’da yüzde 15, Çin’de yüzde 31 ve Güney Kore’de yüzde 30 civarında… Yani ‘Türkiye’nin yüksek teknoloji ürettiği’ palavrasına inanmamızı beklemeyin, bu bir algı operasyonundan ibaret.

Microsoft, Facebook, Google, Alibaba, Uber, Twitter, Tesla, Netflix, Spotify, Amazon, Apple gibi bilgi ve teknoloji firmalarının 2009 yılındaki piyasa değeri 990 milyar dolar iken bugün 8,5 trilyon dolara çıkmış. Bu şirketlerin kasasında ne kadar var bilemiyorum ama bizim kasamız eksi 52 milyar dolar.

Bir tarafta 10 milyon dolarla PayPal’ı kurup 1,5 milyar dolara satan Elon Musk, 300 bin dolara Amazon’u kuran ve dünyanın en büyük şirketini oluşturan Jeff Bezos, diğer tarafta 750 milyon dolara dinozor parkı kuran yaratıcı zekâ!

Daha da yaratıcısı var. Daha yaratıcısı, olmayan ekonomi teorisini ispat etmek için, yani ‘faiz sebeptir, enflasyon sonuç’ diyerek ülkenin 130 milyar dolarını kendi ekonomi teorisini ispat etmek için harcayan yaratıcı zekâ…

Teknoloji ve onu üretecek yaratıcı zekâ ancak bilgiye özgürce ulaşılan, özgür düşüncenin ve demokrasinin olduğu ülkelerde olur.

Mesela Wikipedia’yı yasaklayan bir ülkede yaratıcı zekâ gelişmez.

Mesela intihalci yandaşların rektör olarak atandığı üniversitelerde yaratıcı zekâ gelişmez. İnternet yeni bir dijital vatandaşlık kültürü geliştirmişken, o internet sitelerine erişim engeli getirilen bir ülkede yaratıcı zekâ gelişmez.

Mesela çocuk ölümlerinin artış sebebini öğrenmek için şeyhine telefon edip ‘Şeyhim, bir istihareye yat da sonucunda bize ne yapacağımızı bize bildir’ dediği iddia edilen, kitaplarda yazılan ve yalanlanmayan bir Sağlık Bakanının olduğu ülkede ne bilim gelişir ne teknoloji gelişir ne yaratıcı zekâ gelişir.

Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde, yargının bağımsız olmadığı yerde, demokrasinin olmadığı yerde yaratıcı zekâ gelişmez.

Türkiye’de teknolojik gelişmeyi ‘Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlmin ve fennin dışında rehber aramak gaflettir, cehalettir, delalettir’ diyen bir anlayış sağlar. O anlayış da bizde var.