Türkiye yıllardır istihdamsız ve kalkınmasız büyüme sorunuyla karşı karşıya.
Yayınlayan
Değerli milletvekilleri, yapılandırma konuşuyoruz. Bizi dinleyenler ekonomiyi, demokrasiyi yapılandırmaya çalıştığımızı sakın zannetmesinler. Biz bu sabah borçları yapılandırmayı konuşuyoruz. Neden borçları bu kadar sık yapılandırıyoruz? Çünkü siz ekonomiyi yönetemiyorsunuz. Keşke büyümeyi konuşuyor olsaydık. Her ay büyüme rakamları açıklanıyor.
TÜİK’e göre son aylarda düzenli büyüyoruz. Peki, bu nasıl bir büyüme? Rakamlara göz attığımızda en çok büyümenin bankacılık ve finanstan geldiğini görüyoruz. Yani bu kredi genişlemesine dayalı bir büyüme. Kredilerin yüzde 36 artması ve 18 milyon kredi borçlusunun bir yılda 25 milyona ulaşması demek. Yani kalıcı bir büyüme değil.
“Türkiye yıllardır istihdamsız ve kalkınmasız büyüme sorunuyla karşı karşıya.” Bu cümle bizim değil, ikinci büyükşehrin sanayi odası başkanının. Yüzde yüz katılıyorum bu değerlendirmeye.
6 büyükşehrimizin toplam nüfusundan fazla genç, ne eğitimde ne de istihdamda; gelecekten umudunu kaybetmiş, çıkış yolu arıyor; birçoğu çıkış yolunu yurt dışında arıyor. Bu neyin büyümesi? Genç işsizliğin büyümesi.
Ticaret Bakanlığı 2020 yılında yaklaşık 100 bin dükkanın, 41 bin şirketin kapandığını söylüyor. Bu neyin büyümesi? Ekonomik krizin büyümesi. Dünyanın en stratejik sektörü tarımın kahramanı çiftçilerimizin banka ve kooperatiflere borcu 142 milyarı aştı.
Her gün birinin tarlasına, traktörüne icra geliyor.
Bu neyin büyümesi? Tarımda dışa bağımlılığın büyümesi.
Pandemi sürecinde iş yerlerini kapattığınız, hiçbir geliri olmadan evlerinde oturmak zorunda kalan 3 milyon vatandaşımızın elektrik ve doğal gazı kesildi. Bu neyin büyümesi? Sefaletin büyümesi. Nasıl geri ödeneceğini bilmediğiniz kredi musluklarıyla bireysel kredi borçları 900 milyara ulaştı. Bankaların yakın izlemeye aldıkları krediler 360 milyara, talepteki borçlar 150 milyar liraya ulaştı. Vatandaş, şimdi bu borçlarını nasıl ödeyeceğini, kara listeye girmeden, mallarını haciz ettirmeden nasıl ödeyeceğini düşünüyor; bu neyin büyümesi? Borcun, çaresizliğin büyümesi. Kişi başına düşen millî gelir yedi yıldır düzenli azalıyor, son açıklanan rakamlarla 8 bin dolarlara gerilemişti; bu neyin büyümesi? Fakirliğin büyümesi. İcra ve iflas dairelerindeki dosya sayısı 22 milyonu çoktan aştı ve mevcut şartlarda bu dosyalar katlanarak artmaya devam edecek; bu neyin büyümesi? Umutsuzluğun büyümesi. Bizim anladığımız büyüme, beraberinde kalkınmayı, istihdamı ve refahı artırır. Ortada gerçek bir büyüme olsaydı şehir şehir, hane hane hissedilirdi; kuzeyden güneye, doğudan batıya ülkemizin her köşesini geziyoruz, hanelerin tek hissettiği gün geçtikçe artan yoksulluk. Yapılandırın değerli iktidar milletvekilleri, yapılandırın, başarısızlığınızı yapılandırın. Biz iktidara geldiğimizde ekonomiyi, demokrasiyi yapılandıracağız. Ülkemiz, özlediği refah ve huzura bizimle ulaşacak.