Trabzon mağdur edilmiştir, bir felaket yaşamıştır, ama asıl felaket millî felakettir.
19.06.2019 Tarihli Genel kurul Konuşması
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hidroelektrik santralleri projelerindeki uygulamaların incelenerek hukuka aykırı uygulamalar yapıldığına dair iddiaların değerlendirilmesiyle ilgili grup önerisini görüşüyoruz.
Kısa adı “HES” olan bu hidroelektrik santrallerinin, yapıldığı her yerde iklimi, ekolojik dengeyi, tabiatı bozduğu bir gerçektir. Dün tam da Trabzon’da yaşanan olay bunun bir göstergesi olmuştur. Haber kanallarında, oraya giden bakanların açıklamalarında, her yerde “sel felaketi” deniyor. Doğrudur, bir sel vardır ama 10 vatandaşımızın 4’ü rahmetli oldu, 6’sı kayıp, 4 de yaralı var; bunların sorumlusu HES borusunun patlamasıdır. Bunun altını çizerek tekrar söylüyorum. Orada HES borusu patlamıştır. Boru dediğimiz böyle boru değil, içinden kamyonun geçtiği boru. Bu boru patlamıştır, bundan dolayı vatandaşlarımız hayatlarını kaybetmiştir ya da kayıptır.
Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum, aile yakınlarına sabır diliyorum, başsağlığı diliyorum, kayıp olanların da sağ salim bulunmasını temenni ediyorum.
Ama bu vesileyle, Trabzon konu edilmişken birkaç söz de söylemek istiyorum. Trabzon ihmal edilmiş bir şehrimiz. Doğu Karadeniz Bölgesi tamamen ihmal edilmiş, Trabzon özellikle ihmal edilmiş.
Çay, fındık ve kivi… 3 lira 3 kuruş açıklandı çaya. Özel sektör 1,96’ya alıyor çünkü ÇAYKUR kota koymuş, üretilen çayı almıyor.
Değerli arkadaşlar, bu konulara girince, tabii, baktım, çok azaldı vaktim ama Trabzon mağdur edilmiştir, bir felaket yaşamıştır ama asıl felaket millî felakettir. Bu millî felaketin bir tarafı İstanbul seçimleri üzerinden Trabzon’a yapılan saldırılardır, Ekrem İmamoğlu’nu destekliyoruz diye bize yapılan saldırılardır. Trabzon’a yapılmadık iftira, hakaret kalmamıştır. Hiçbir Trabzonlu bunu hak etmiyor çünkü Trabzonlu çalışkandır, dürüsttür, vatanseverdir; bunlara kimsenin söyleyecek hiçbir sözü olamaz.
Değerli arkadaşlar, diğer taraftan, biraz önce konuşulan konu üzerine 2-3 cümle söylemek zorundayım.
Sayın Başkan, eğer müsaade ederseniz, bir dakika daha verirseniz söyleyecek birkaç cümlem var.
Bu ülkede bizler Habur’u yaşadık, İmralı müzakerelerini gördük, Oslo müzakerelerini öğrendik, Dolmabahçe’de var olan mutabakat metnini de biliyoruz. İşte, şimdi, yeniden İmralı’ya motorlar, kayıklar gitmeye başladı. Bunları gönderenler utanmadan, sıkılmadan İYİ PARTİ’ye laf ediyorlar. Ülkemizin geldiği durumun müsebbibi ülkemizi on yedi senedir yönetenlerdir. Gayrimillî, her şeye “evet” diyen, ülkemizi bu hâle getirenlerin bugün İYİ PARTİ mensuplarına söyleyecek tek cümleleri yoktur, olamaz ama hepsinden önemlisi, ne yaparlarsa yapsınlar pazar günü akşamı İstanbul’da gereken cevabı alacaklardır.