Tehlikeli olan ırklar mı, sahiplerinin yetiştirme tarzları mı?
Yayınlayan
Teklif metninde itiraz ettiğimiz bir diğer noktaysa “tehlike arz eden hayvanlar” ibaresiydi. Evcil hayvanlardan bir ırkın “tehlikeli veya yasaklı” olarak tanımlanmasının hayvan hakları ilkelerine uygun olmamasını bırakın, Bakanlık bürokratlarının bir masa etrafında toplanıp verecekleri bir kararla da olacak iş asla değil. Bu hayvanların mizaçlarının oluşmasındaki en büyük etken ırkları değil, yetiştirilme tarz ve yöntemleridir. Bu sebeple “ruhsata tabi ırk” kavramı kanun metninde yer almalı, köpekler ve sahiplerini kapsayan bir ruhsatlama sistemi inşa edilmeli. Kanun düzenlemesi öncesinde el konulup bakımevlerinde tutulan köpekler de gerekli muayeneler, sosyallik ve mizaç testleri yapıldıktan sonra öncelikle teslim eden sahipleri olmak üzere talep eden hayvanseverlere iade edilmeli ve takipleri yerel yönetimlerce yapılmalıdır ama sahiplenmek isteyen kişilere de mizaç testi yapılmak koşuluyla. 14’üncü madde bu hâliyle kabul edilemez; buna da net bir şekilde karşıyız.