TBMM Genel Kurul: Madenlerimizi çıkarırken yer üstü kaynaklarımızı feda etmememiz lazım.
Yayınlayan
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan 238 sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesi üzerine İYİ Parti grubu adına söz alan Eskişehir Milletvekili Dr. Arslan Kabukcuoğlu’nun konuşması.
MADDE 5- 3213 sayılı Kanunun ek 15’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “mücavirdeki sahalara” ibaresi “işletme izni alanı dışındaki mücavir sahalara yirmi metreye kadar” şeklinde değiştirilmiştir.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Görüşülmekte olan 238 sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Maden Yasası’nda değişiklik yapılmasını öneren 5’inci madde teklifiyle işletme alanı dışında 20 metreye kadar çalışma yapılması, işletmeciye ceza verilmemesinden bahsedilmektedir.
Madenler milyarlarca yılda oluşan, ülkelerin millî servetidir; sahibi devlettir. Dünyada 90 çeşit maden vardır, bunun 75 çeşidi ülkemizde bulunmaktadır. Tarım ve madencilik en önemli kalkınma fırsatlarımızdır. Millî servetini değerlendirmeyen ülkeler refaha ulaşamazlar. Madenciliğe de gerekli özeni göstermeliyiz. Yer altı değerlerimizi insanlarımızın istifadesine sunmalıyız.
Hükûmetin bu konuda gerekli titizliği gösterdiğini söylemek zordur. Ülkemizde madencilik bazı aksaklıklarla yoluna devam etmektedir. Örneğin, daimi nezaretçiler devlet adına çalışan ama maaşını maden şirketinden alan kimselerdir. Maaşını işletmeciden alan insanın, görevlinin, iş sağlığı, üretim konusunda tarafsız ve titiz olacağı sorunludur; burada bir çarpıklık vardır. Milyarlarca lira getirisi olan maden ocakları için devlet daha uygun işletme ve personel rejimleri geliştirmelidir. Madenlerde teknik personele ağırlık verilmelidir. Bilimsel olmayan çalışmalar, 350-400 milyon yılda oluşan yer altı servetini heba ediyor. İşletmeciler, asgari ücretle mühendis, topoğraf çalıştırmakta veya nadiren de olsa çalışıyor göstermektedirler. Madenlerde çalışacak teknik personel ve onların ücretlendirilmesi, verimliliği artırmak, millî serveti korumak ve iş kazalarını önlemek için son derece önemlidir. Gerekli teknik personeli çalıştırmak kaydıyla, yer altında açılan sahaların koordinatlarını belirlemek son derece kolaydır. İşletme sahasını hassas olarak ölçen imkânlar varken burada tolerans tanımak olayı teknik boyuttan çıkararak, istisnadan çıkararak kural hâline getirecektir. İşletme sahasının 20 metre dışarı çıkarılmasının meşrulaştırılmasının bir anlamı yoktur. Asgari ücretli mühendisler, topoğraflar çalıştırılıyor ve dediğim gibi bazen bunların sadece diplomaları kullanılıyor. Tehlikeli meslekler grubunun başında gelen madencilik, ocaktaki tehlikeden ibaret değildir. İşçiler burada sakatlanıyorlar, meslek hastalıklarına yakalanıyorlar, emekli oluyorlar; kıdem tazminatlarını bile alamıyorlar.
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da hayatını kaybeden 301 madenciyle birlikte ocakta çalışmakta olan 2.831 işçi gerekçe gösterilmeksizin ve tazminatları ödenmeden holding tarafından işten çıkarıldılar. Aynı şekilde Soma’daki bir başka maden şirketi de 1.200 işçinin iş akdini feshetti. Hakkını alamayan 700 işçi için işçiler ve ilgili işçi sendikası tepki göstermiş olup şimdiye kadar hiçbir işçinin hakkı ödenmemiştir. Devlet haksızlığa sessiz kalmıştır. Bu durum, devletin maden işçilerine yaklaşımının tipik bir örneğidir.
Milyonlarca yılda oluşan yer altı madenlerinin önemini anlıyoruz. Madenleri çıkaralım, madenlerimiz önemli ama bunun yanında yer üstü kaynaklarımızı ve servetlerimizi feda etmememiz lazım. Örneğin, ülkemizde sit ovası olarak kabul edilerek kontrol altına alınan 450 bin dekarlık Eskişehir Alpu Ovası’nın ortasına, yüz binlerce ton kül zehirli gaz yayacak olan kömürlü termik santral yapılma teşebbüsü vardır. Kömür çıksın ama toprak kirlenmesin, atmosfer kirlenmesin, geride yüz binlerce, milyonlarca ton toksik madde kalmasın. Bırakın o kül, o zehirli gazlar yeraltında kalsın, toprak temiz kalsın, verimli ova, tarımsal üretim de devam etsin. Bilecik Bozüyük Muratdere köyü Mezitler’in başındadır, buradan geçenler bilirler, burası son derece kıymetli bir doğa harikasıdır. Bu alanda bakır-molibden açık maden işletmesinin başlanacağına dair iddialar duymaktayız. Maden şirketinin iki yıldır halkla ilişkiler çalışmaları yaptığını biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) – Yüz bin dolayında ağacın kesileceği, günde on binlerce ton su harcanacağı flotasyon tesisi, açık depolama tesisi ve yeni açılacak yollarla tabiatın tahrip edileceğini biliyoruz. Bölge halkının beklentisi tabiata zarar veren çalışmaların derhâl durdurulması ve bu açık maden ocağı faaliyetlerinden vazgeçilmesi şeklindedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)