Tarım BAĞ-KUR’luların Sorunları (07.02.2020)
Yayınlayan
CHP Mersin Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Cengiz Gökçel, tarım BAĞ-KUR’luların sorunlarını Meclis’te gündeme getirdi. 2020 yılı için çiftçiden 11 Bin lira BAĞ-KUR primi alınmasını eleştiren Gökçel, tarım emeklilerinin açlık sınırının 900 lira altında aylık almalarına tepki gösterdi.
Gökçel’in TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şu şekilde:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk tarımı çöküyor, çiftçi kan ağlıyor. Geçen sene 765 lira olan tarım BAĞ-KUR primi yüzde 20 artarak 913 liraya çıktı. Çiftçi, artan girdi maliyetleriyle boğuşuyor; doğal afetlerle, iklim değişiklikleriyle, düşük rekolteyle, borç baskısıyla, icra baskısıyla boğuşuyor; üstüne “Yılda 11 bin lira BAĞ-KUR primi öde.” deniyor. Sorun nerede, anlatayım.
5 dönüm narenciyesi olan çiftçi en iyi şartlarda 20 ton ürün alır, 20 bin liraya bile satamaz. Siz diyorsunuz ki: “İster sat, ister satma. 11 bin lirasını BAĞ-KUR primi olarak öde.” Çiftçi bahçesine mi baksın, kendisine mi baksın, sulama parası mı versin; çiftçi ne yapsın, nasıl üretsin, bu şartlarda nasıl geçimini sağlasın? İlacı, gübresi, elektriği derken küçük çiftçi kazandığını görmeden toprağa koyuyor. Rekolte düşüyor, afet vuruyor, çiftçi üretimden zarar ediyor, siz hâlâ diyorsunuz ki: “Üretmeye devam et.” Çiftçi, bu şartlarda üretemez, üretmez; arazisini bırakır, şehre göçer; şehirde işsiz kalır, iş bulamaz, bulursa da karın tokluğuna çalışmaya razı olur. Türk çiftçisine ve tarımına bunu yapmaya kimsenin hakkı yok.
Türk çiftçisi üretsin, Türk çiftçisi ülke insanına sağlıklı gıda üretsin, Türk insanı yurt dışından gelecek tarım ürünlerine muhtaç kalmasın diye düşünmek gerekirken siz çiftçiyi girdi maliyetleri altında eziyorsunuz, afetlere karşı çaresiz bırakıyorsunuz, perişan ediyorsunuz. Bu, Türk çiftçisinin asla kabul edeceği bir durum değil. Çiftçi borç batağında, eylül ayında çiftçimizin sadece bankalara 115 milyar lira borcu vardı, aralık ayı itibarıyla çiftçilerimizin bankalara borcu 2 milyar lira daha arttı. Çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatiflerine 15 milyar liraya yakın borcu var. Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizden bir yıl vadeli işletme kredilerinde yüzde 27,5 dört yıl vadeli yatırım kredilerinde yüzde 32,5 faiz alıyor. Bu kredi faiz oranının özel bankalardan farkı yok. Çiftçimizin özel bankalara borcu 40 milyar liraya dayandı. Ziraat Bankasından kendisini döndürecek kadar kredi bulamayan çiftçimiz, yerli özel bankalardan 18 milyar lira, yabancı bankalardan 21 milyar lira kredi kullandı. Evini, arabasını, tarım arazisini ipotek ettirdi. Hâl böyleyken çiftçimize “11 bin lira tarım BAĞ-KUR primini öde.” diyorsunuz. Çiftçimiz karnını doyurmakta zorlanıyor, ekili alanı, traktörü, arabası ipotekli. Bu şartlarda tarım BAĞ-KUR primleri çiftçimizin altından kalkamayacağı kadar yüksek. Tarım BAĞ-KUR primleri en az yüzde 50 oranında sübvanse edilmeli, primler aşağı çekilmeli.
Değerli arkadaşlar, tarım BAĞ-KUR’uyla ilgili tek sorun maliyetlerin yüksekliği değil, çiftçiye “BAĞ-KUR primini her ay öde.” deniyor, tabii, çiftçi yiyecek ekmek parası bulabilirse, önce ekmek alacak, sonra sosyal güvenlik primini ödeyecek. Çiftçi ödemesini düzenli yaparsa yüzde 5 indirimden yararlanabilecek, aylık ödemeyi bir gün bile geciktirse yıl boyunca yüzde 5 fazla ödeyecek. Çiftçimiz toprağını ekiyor, dikiyor, Türkiye’nin çoğu yerinde yılda bir kere hasat alınıyor. Hasat döneminde elinde para kalırsa BAĞ-KUR primini yatırabiliyor. Dolayısıyla, çiftçimizin BAĞ-KUR primlerini yılda bir kere ödemesini sağlayacak bir yasal düzenleme yapmalıyız. Çiftçimizi üretimde tutmak için, sigorta ödemelerini kolaylaştırmak için BAĞ-KUR primleri yüzde 50 sübvanse edilmeli ve isteyenin yılda bir, isteyenin on iki ay boyunca ödeme yapacağı bir düzenleme yapılmalıdır.
Değerli arkadaşlar, yukarıda tabloyu anlattık. Çiftçi üretimdeyken çile çekiyor, BAĞ-KUR primini ödeyebilmişse helal olsun, bunu becerebilmek maharet işi. Diyelim ki çiftçi becerdi, emekli oldu. Emekli maaşı ne kadar arkadaşlar? 1.300 lira ila 1.418 arasında değişiyor. Siz bu ülkede araştırma yaptırıyorsunuz, TÜİK açlık sınırını açıklıyor, “2.218 lira” diyor. Değerli arkadaşlar, 2.218 lira açlık sınırı olan bir ülkede çiftçiye siz 1.300 lira, 1.400 lira emekli maaşı veriyorsunuz ama siz tarım BAĞ-KUR’luya açlık sınırının bile altında yani 800-900 lira altında maaşı reva görüyorsunuz.
Üretirken çile çek, emekli olabilirsen ömür boyu ıstırap çek. Açlık sınırının 900 lira altında maaş al, yaşam boyu köle ol.” diyorsunuz. Türk çiftçisi bunu asla hak etmiyor. “Türk çiftçisi de tarımı da bugün bitti, kan ağlıyor.” diyoruz ama böyle giderse çiftçiyi hayatından edeceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.