Siyaset mafya ve cumhurbaşkanının tehdidi altında

CHP İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, 27 Mayıs darbesinin 61. yıl dönümünde TBMM’de yaptığı konuşmada sözlerine Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu anarak başladı. Darbelerin ortadan kalkmadığını ama Yirmibirinci Yüzyıl’da şekil değiştirdiğini ifade eden İslam bugün Türkiye’nin vesayetle, siyasetçi üzerindeki baskıyla, gücün hakkı bertaraf etmesiyle bir darbe ortamı yaşadığını sözlerine ekledi.

Mafya ile siyaset ilişkilerini değerlendiren İslam, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu şu sözlerle eleştirdi:

“Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Çubuk’ta bir şehit cenazesine gitti ve dışarıdan gelen provokatörler saldırıya geçti, bunlar hepinizin gözü önünde oldu. Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da o ortamdaydı. 2 bakanın olduğu bir ortamda ana muhalefet lideri saldırıya uğrayabiliyorsa bu İçişleri Bakanının zaten istifa etmesi gerekirdi.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmesini 28 Şubat’In devamı olarak nitelendiren İslam içinde bulunduğumuz dönemde siyasetçinin siyasetçiyi tehdit etmesini vesayet çabasının farklı bir formu olarak değerlendirdi.

Bugünlerde halkın içinde ve sosyal medyada Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu hakkında yoğun şayia mevcut. Bu iki ismin bir başka ortak noktası KHK’larda imzalarının olması.

Soylu’nun KHK’larda imzasının olduğunun özellikle altını çizen İslam, “Silahla işim olmaz, milletvekilliği görevi yapıyorum, güvenlik açısından silah istedim, KHK’li olmam gerekçesiyle reddetti. Ama aynı adam kırmızı bültenle aradığı kişiye full pansiyon koruma veriyor, jammer veriyor, arabasına de ışıldaklar takıyor.” dedi.

İslam sözlerini şöyle sürdürdü:

“İddia ile müddeiyi birbirinden ayırın ve iddiaların üzerine gidin.”

“Süleyman Soylu ‘Soruşturun.’ diyor. Yahu belinde silah, üstüne oturduğun sandığı kim, nasıl soruştursun? İstifa et ki soruşturalım.”