Orman Talanı ve Limonlukların Sökülmesi (27.02.2020)
Yayınlayan
CHP Mersin Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Cengiz Gökçel, Mersin Eski Mezitli Mahallesindeki orman talanını ve bundan sonra gerçekleştirilen limon, zeytin ve nar ağaçlarının sökülmesini TBMM Genel Kurulu’nda dile getirdi. Mersin’de yaşananların “kaş yapalım derken göz çıkarmak” deyimine uygun olduğunu söyleyen CHP’li Gökçel, “Bir mağduriyeti gidermek için yeni mağduriyetler yaratılmasın.” dedi.
Sayın Başkan,
Önemli bir yasayı görüşüyoruz.
Ürünün sorumluluğunu düzenleyen 6.madde, bir kişiye veya mala zarar veren ürün hakkında imalatçı veya ithalatçıya sorumluluk yüklemektedir.
Bu sorumluluğun öne sürülebilmesi için, ispat yükümlülüğü zarar gören tarafa aittir deniyor.
Buraya kadar her şey yerinde.
Maddi ve manevi tazminatların düzenlenmesi konusunda 5. fıkraya Türk Borçlar Kanunu’nun yanında; Türk Ticaret Kanunu, Kabahatler Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun da eklenmelidir.
6. Maddenin 5.fıkrasının, özel durumlara karşı önlem amacıyla, kapsayıcı bir şekilde yeniden düzenlenmesini teklif ediyoruz.
Yasaların hallaç pamuğuna dönmemesi, ikide bir düzenleme yapılmaması gerekir.
Değerli Milletvekilleri,
Dünyamızın akciğerleri, insanlığın ortak mirası ormanlarımız hakkında üzücü bir durumu anlatmak istiyorum.
21 Aralık gecesi, Eski Mezitli Mahallemizde 1500’den fazla ağaç motorlu testerelerle katledildi.
Canımız yandı.
Mersin kamuoyu ayağa kalktı.
Fail hızlıca yakalandı ve yargıya teslim edildi.
Ormanlarımıza bile isteye zarar verenler, para cezasıyla salıverilmesin istedik.
Bu suçlar orman katillerinin yanına kar kalmasın, bu da cinayettir dedik.
Orman Kanununda belirtilen cezanın ağırlaşması, caydırıcı hale gelmesi için bir kanun teklifi verdik.
Komisyon gündemine bile alınmadı…
Arkadaşlar,
Geçtiğimiz hafta aldığımız bir haberle canımız bir kez daha yandı.
1500’den fazla ağacı tek başına kestiğini söyleyen şahıs serbest bırakılmış.
Bu kişi, daha önce de aynı suçu işlemiş.
Ormanı katletmiş ama para cezasıyla salıverilmiş.
Şimdi size soruyorum.
Bunun suçlusu kim?
Bu teklifi gündeme almayan AKP’nin Meclisteki temsilcileridir; sizlersiniz!
Mersin’deki orman katliamı, aslında bir kişiyle olacak iş değil.
72 dönüm alanda, 1500’ün üzerinde ağaç bir kişi tarafından, bir gecede kesilemez diyoruz.
Olaydan sonra, katliamı kamuoyuna duyuran Eski Mezitli Mahalle muhtarımızın serasına girdiler ve yine motorlu testerelerle 400’ün üzerinde üzüm ağacını kestiler.
Soruyorum, bu suç organize değilse muhtarımızın üzümlerini kim kesti?
Bu katliamı kamuoyunun gündemine taşıdığı için muhtarımızı tehdit ediyorlar.
Ama orman katilleri ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyor.
Bir kez daha uyarıyorum:
Bu kıyım, bir kişinin eseri değil, organizedir.
Mersin’in bir dal yeşilinde gözü olanlar karşısında tüm Mersini bulur!
Değerli Milletvekilleri,
Mersin’de yaşanan katliam, ormanlarımızın karşı karşıya olduğu ilk saldırı değildi.
Mersin’de 2002 yılından bu yana yaklaşık 2000 orman suçu işlenmiş.
Ülkemizde yılda 12 binin üzerinde orman suçu işleniyor.
Orman Katilleri Akdeniz’den Karadeniz’e, Ege’den Marmara’ya, Doğu ve Güneydoğu’ya ülkemizin her yerindeler.
Orman Kanunu çok hafif cezalar öngörüyor.
Orman katilleri para cezalarıyla salıveriliyor.
Yaptıkları yanlarına kâr kalıyor.
Cezaların hafifliğinden güç buluyorlar.
Biz, bunu kabul edilemez buluyoruz.
Ormanlarımız, ağaçlarımız, hayvanlarımız bizim ulusal değerlerimizdir.
Bu saldırılar kadar, saldırganların para cezalarıyla salıverilmesi de canımızı yakıyor.
Sayın Başkan,
Orman alanlarımız ranta açılmasın, var olan ormanlarımızı koruyalım, yeni ormanlar kuralım istiyoruz.
Ancak; bu vahim olaydan sonra, “dostlar alışverişte görsün” hesabı işler yapılıyor.
Orman alanlarına zarar verildiğinde, yasa gereği 1 yıl içinde yeniden ağaçlandırılması gerekiyor.
Ne güzel.
Kimsenin milletin ormanından rant devşirmesine izin vermeyelim…
Fakat bir de baktık ki Mersin’de 30-40 yıllık limonlar, narlar, zeytinler kesiliyor.
Ne oluyor dediğimizde, buraların orman arazisi olduğu söyleniyor.
Arkadaşlar,
Kaş yapalım derken göz çıkarmak diye bir deyim var.
Yanlış üstüne yanlış yapılıyor.
Bakın, bir limon fidanı, 5 yılda ekonomik olgunluğa erişir.
Vatandaş, doğrudur-yanlıştır; önceden tahrip olmuş, orman vasfını kaybetmiş araziye limon dikmiş, nar dikmiş, zeytin dikmiş; yıllardır yetiştiriciliğini yapıyor ve milli ekonomiye katkıda bulunuyor.
Fakat Mersin’de ne yapılıyor?
Yetişmiş ve oldukça verimli limon ağaçları Orman Müdürlükleri tarafından kesiliyor.
Bahçeler talan ediliyor.
Milli ekonomiye zarar veriliyor.
Mersinli köylü mağdur ediliyor.
Limon, zeytin, nar; Anadolu’muzun milli değerleridir.
Orman tahribatı mı var?
Derhal müdahale edilsin.
Kimse milletin ormanı üzerinden bir kuruş kazanmaya tenezzül etmesin.
Ormanlar yok olmasın.
Ancak artık milli servet sayılan, 30-40 yıldır üretim yapılan ağaçlar da sökülmesin; köylü mağdur edilmesin.
Arazi hazineye veya ormana aitse vatandaş kirasını ödesin.
Bir mağduriyeti gidermek için yeni mağduriyetler yaratılmasın.