Öğrencilerin canını nasıl hiçe sayıyorsunuz?
Yayınlayan
Biyografik
Burcu KÖKSAL
Afyonkarahisar - 1980, İsmail, Meral.
Avukat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.
CHP Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanlığı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Afyonkarahisar İl Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinde üyelik yaptı.
25 ve 26. Dönemde Afyonkarahisar Milletvekili seçildi. Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi olarak görev yaptı.
Orta düzeyde İngilizce bilen Köksal, evli ve 1 çocuk annesidir.
İktidarınızda taşımalı eğitim sürekli artmaktadır. 2001-2002 yılında 640 bin öğrenci taşımalı eğitimle taşınırken bugün 1 milyon 248 bin öğrenci taşımalı eğitimle eğitim görmektedir. Taşımalı eğitim için ayrılan pay, bu yılki bütçede 6,3 milyar liralık bir paydır. Sizce bu yeterli midir? Taşımalı eğitim, çocukların zamanını çalan, öğrenciyi yoran, maliyeti artıran, öğretmen ve idareciyi zora sokan bir uygulamadır. Oysa, kapatılan 17 bin köy okulu yeniden açılıp atama bekleyen binlerce öğretmen bu okullara atanarak taşımalı eğitime son verilemez mi; okul, öğrencinin bulunduğu yerde olamaz mı?
Taşımalı eğitimde öğrencileri taşıyan servisler, özellikle köylerden, kırsaldan öğrencileri taşıyan servisler niçin denetlenmiyor? Afyonkarahisar ili İscehisar ilçesi Çatağıl köyünde geçtiğimiz haftalarda yaşanan servis kazası bir kez daha denetimsizliği ortaya çıkardı. 2013’ten beri fennî muayenesi yapılmayan, kapısı iple bağlı olan, emniyet kemeri olmayan, “okul taşıtı” yazısı bulunmayan, hız limitine uymayan bir servis aracı 5 çocuğumuzu hayattan kopardı. Üstelik, ihaleyi alan araç farklı, taşıyan araç farklı, şoför farklı, taşıyan şoför farklı çıktı. Veliler, araç şoförünün çocukları tekmeyle araçtan indirdiğini, kış akşamlarında evin uzağında bıraktığını, çocuklara kötü davrandığını ama hiçbir şey yapılmadığını, şikâyetlerinin dikkate alınmadığını söylüyorlar. Bu kadar büyük bir ihmal, bu kadar büyük bir sorumsuzluk ve denetimsizlik olabilir mi? Bunun sorumlusu sadece kazayı yapan şoför veya ihaleyi alan kişi değildir; bunun sorumlusu, Kaymakam, İl Millî Eğitim Müdürü, İlçe Millî Eğitim Müdürü dâhil olmak üzere tüm yetkililerdir. Hepsi bu kazadan sorumlu değil mi Sayın Bakan? Bu konuda niçin sadece İlçe Millî Eğitim Müdürü görevden alındı, konuyla ilgili niçin tüm sorumlular hakkında gereği yapılmadı, bundan sonra yapacak mısınız, merak ediyoruz.
Kurtuluş Savaşı devam ederken 1921’de Atatürk Ankara’da Maarif Kongresi’ni toplayarak eğitime verdiği önemi ortaya koymuştur. Yine, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” diyerek öğretmenlere verdiği değeri anlatmıştır. Günümüze geldiğimizde, Atatürk’ün verdiği önemden eser kalmadığını görüyoruz. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde, öğretmenler ekonomik sorunlarını çözmüş, kendilerini geliştirecek güce ve zamana sahip, saygın meslekler arasındadır. Türkiye’de ise, geçim mücadelesi içinde, okulda, sınıfta, bazen öğrencisinin önünde dövülen, hakarete uğrayan bir konuma doğru gitmektedir. Bu konuda niçin bir şey yapmıyorsunuz? Öğretmenler kadrolu, ücretli, sözleşmeli diye ayrılarak eşit iş yapanların emekleri gasbedilmektedir. Büyük bölümü ekonomik sıkıntılar içerisinde, ek iş yapmak zorundadır. Öğretmenlerin maaşlarının iyileştirilmesi, yoksulluk sınırının altında kalan öğretmenlerin maaşlarının düzeltilmesi, özellikle ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin maaşlarının yükseltilmesi konusunda bir çalışmanız neden olmuyor? Öğretmenler arası kadrolu, sözleşmeli, ücretli ayrımı neden kalkmıyor? PİKTES’li öğretmenlerin hakları neden verilmiyor? Ve atama bekleyen yüz binlerce öğretmen soruyor: “KPSS’den yüksek puanlar almamıza rağmen atamamız niye yapılmıyor?” Şu anda öğretmenler karma alımda en az 50 bin atama bekliyor, sizden gelecek müjdeyi bekliyor Sayın Bakan, bu konuda söz veriyor musunuz? 2.511 engelli öğretmen ne zaman atanacak?
Ve Afyonkarahisar’da İl Genel Meclisi Başkanı Burhanettin Çoban birkaç gün önce okullarla ilgili bir açıklama yaptı -Afyon birinci derece deprem bölgesi- “‘Bakanlık, bir ildeki okullar riskli binaysa bu binalar yenilenmeden yeni okul yapmayacak, buna müsaade etmeyeceğiz.’ dedi.” dedi. Bunun için de Bakanlığın okul yapmadığını, yatırımları durdurduğunu yani sizin bu yüzden okul yapmadığınızı söyledi. 60’a yakın okul binasının riskli olduğunu ve Millî Eğitim Bakanlığının bunu kamuoyundan gizlediğini söyledi. “Açıklarsa infial olur.” diyor. Birinci deprem kuşağında olan ilimiz Afyonkarahisar’da riskli olduğunu bile bile 60 okula öğrencileri nasıl alırsanız Sayın Bakan? Bu 60 okul hangileridir, lütfen açıklayın. Allah korusun, bir deprem olsa ve bu çürük binalarda öğrencilerimiz hayatını kaybetse bunun hesabını kim verecek? Örneğin, TOKİ Sosyal Bilimler Lisesine çıplak gözle bile bakıldığında hasarlı olduğu görünüyor. Afyon merkez Güvenevler mahallesinde okul yetersizliği olduğu hâlde bina niye yapmıyorsunuz, bu gerekçeyle mi yapılmıyor?