CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN 2019 BÜTÇESİ ÜZERİNE KONUŞMASI
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 yılı merkezî yönetim bütçe teklifinin 13’üncü maddesine üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce tek adam bütçesine dair görüşmeler üzerine eleştirilerimi dile getirmek isterim.
Tüm hafta boyunca Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütçeyi görüştük ancak bütçeyi kullanacak icra makamı Mecliste bulunmuyor. Demokrasinin ve çoğulcu sistemin ülkemizdeki tarihsel gelişimine açıkça aykırı bir süreçle karşı karşıyayız.
Bütçenin yasama hakkının özü olması ilkesi terk edilmiş, devletin kasasının anahtarı tek adama verilmiştir. Tek adamın belirlediği ve sosyal adalet ilkesini tamamen görmezden gelen bu bütçenin, Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krize, asgari ücretlinin, emeklilerin ve dar gelirlinin geçim derdine, kadına şiddet sorununa, hayvan haklarının istismarına, eğitim politikalarının pozitif akıldan uzaklaşmasına, dış politikada içinde bulunulan sıkışmışlığa çare olmayacağını belirtmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Dışişleri Bakanlığının bütçeye yönelik hedeflerini görünce sanki Türkiye İdlib ve Menbic darboğazına sıkışmamış, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında müzakerelerin durdurulması çağrısı yapılmamış, Libya Konferansı’nda istenmeyen ülke olmamış, NATO’nun Parlamentosu olan NATO PA tarafından tarihte ilk kez özgür olmayan ülke olarak kabul edilmemiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde enerji alanında sıkıntılar yaşanmamış gibi hedefler konmuştur. AKP iktidarının dış politikası hiçbir zaman huzur, barış, refah ve istikrar vadetmedi. “Yurtta barış, dünyada barış.” ilkesi bugün tamamen Türkiye’nin dış politika anlayışından çıkarılmıştır.
Seçimlerde oy kazanmak adına askerî harekâtlar yapılmaktadır ancak Türkiye tek adam rejiminde bir rüzgârgülü gibidir. Diplomaside de ne liyakat kalmıştır ne de istikrar. Tek adam rejimi ülke içinde kutuplaşmaları artırırken bölgede de gerginlik, çatışma, ayrışma ve yoksulluk üretmektedir. 24 Haziran 2018 seçimleriyle birlikte uygulamaya konulan yeni sistemin tek adama dayanan yapısı kurumsuzlaşmayı artıran düzenlemeleriyle ülkemizin dış politikadaki kırılganlığını ve edilgen durumunu daha da derinleştirmektedir. Rus S400 füzelerinin alım vaadine karşı ABD’yle F35 krizi yaşayan Türkiye’ye bugün Pentagon 3,5 milyar dolar değerinde 80 adet Patriot tipi GEM-T füzesi ve 60 diğer füzenin satışına onay vermiştir. Bu satışın onayı için kongrenin yanıtını bekleyen Türkiye hangi dengeyi kurabilecektir? Hem S400’lerin hem Patriot’ların bir arada hava savunması yapabilmesi için bizim bilmediğimiz yeni bir teknoloji mi geliştirilmiştir? Yoksa Rusya ve Amerika hava savunma sistemlerinin birbirleriyle çatışması için Türkiye semaları mı seçilmektedir?