CHP Çevre Komisyonu Sözcüsü Murat Bakan, “AKP iktidarının şehircilik anlayışı çevreye düşman!”
Yayınlayan
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi kabul edildi.
Özellikle son günlerde çok ciddi tartışılmaya başlanan Kanal İstanbul Projesi bakanlığın bütçesinde yer almıyor. Niye? Çünkü hazineden bakanlığa bu proje için aktarılacak kaynak yok! O nedenle de Kanal İstanbul Projesi’nin bakanlığın bütçesinde olmadığını düşünüyoruz.
İzmir depremi, iklim krizi, Paris Anlaşması, çöp ithalatı ve doğa katliamları üzerinden, AKP iktidarının politikalarını ve bakanlık bütçesini eleştirdim. Öncelikle bakanlığın 6 sayfalık sunumuyla bir ülkenin çevre ve şehircilik politikası olmaz, ölü gezegende de gelecek olmaz.
Deprem ve deprem sonrası dönüşüm planlamaları üzerine Sayın Bakan’ı dinlediğimizde, depremle ilgili üstüne düşen her şeyi yapmış bir bakanlık görüntüsü ortaya çıkıyor. Fakat bazı noktalara dikkat çekmek gerekiyor. Kentsel dönüşüme, deprem dönüşümü diyorsunuz ama bu doğru değil. Sizin depremden sonra yaptığınız işler, bir deprem dönüşümü değil. Bunu sadece İzmir ile ilgili söylemiyorum, Van’da, Elazığ’da yaşanmış diğer depremlerle ilgili de söylüyorum.
İktidar partisi milletvekilinin, “Marmara’da böyle miydi? Biz İzmir depreminde iyi müdahale ettik” sözlerini anlamak mümkün değil. İzmir’de 5 tane bina yıkıldı. Marmara depreminde 40 bin bina yıkıldı. Devlet yoktu, valilik yoktu, belediye yoktu, hiçbir şey yoktu.Belki oradaki arama kurtarma görevlisinin eşi, çocuğu enkaz altındaydı belki komşusunun binası yıkılmıştı. Deprem vergilerini,yıkılmış binaları yapmak için kullandıklarını söylüyorlar. Oysa bu paraların, depremde bu binaların yıkılmaması için harcanması gerekmiyor muydu?Depremlerde yıkılan o binalar on sekiz yıldır iktidarda olan sizlerin sorumluluğu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Belediye Kanunu, Büyükşehir Belediye Kanunu ve İmar Kanunu ile belediyelerin yıkımla ilgili yetkisi olduğunu söyleyebiliyor. Milyonlarca vatandaşı evinden çıkarıp, binaların etrafını çevirip, yıkabilecek, böyle bir dönüşümü yapabilecek bir belediye yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yıllarca sizdeydi neden yapmadınız? Bu, devlet düzeyinde yapılacak bir şeydir çünkü. Sosyal donatı alanlarını koruyarak, altyapısını yaparak bu çözümü hep beraber üretmemiz gerekli. Yoksa İstanbul’da ne dönüşümler gördük… Kamu alanlarının satıldığını gördük, İzmir Mavişehir’de TOKİ, kent spor alanını sattı, rekreasyon alanını sattı. Rekreasyon alanı aynı zamanda deprem toplanma alanıdır. Kent spor alanı aynı zamanda deprem toplanma alanıdır. Burada sorumluluğun tamamı sizindir. On sekiz yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz, önce bu sorumluluğu alma erdemini göstereceksiniz. Ondan sonra bu işi hep beraber nasıl çözeriz diye bakacağız, biz de katkıda bulanacağız ve sorunları çözeceğiz.
İklim krizinin yüz yıl sonrasının sorunu olmadığını, bugünün sorunu olduğunu da unutmamalıyız. Dünyanın en önemli sorunu iklim krizi. Daha büyük bir sorun yok. Ulusal güvenlik, eğitim, sağlık, pandemi hepsi yakıcı sorunlarımız ancak bir yandan dagezegenimiz ölüyor. AB Komisyonunun çevreyle ilgili ayırdığı uzun vadeli bütçesi yüzde 25. Bizde ise bakanlığın bütçesinin tüm bütçe içindeki payı binde 26. Gerçek beka sorunu iklim krizidir, buna para ayırmanız lazım. 186 ülkenin parlamentosunda imzaladığı Paris İklim Sözleşmesi’ni parlamentomuzda onaylamadık. Paris İklim Sözleşmesi’ni imzalamayan Sudan’la, Libya’yla, Irak’la aynı pozisyondayız.
Ülkenin AKP yönetimde kocaman bir şantiyeye dönüştüğü, sit alanlarının yok sayıldığı, madencilik için ormanların ve çevrenin feda edildiği artık gözle görülür halde… Madencilik yapılmasın mı? Tabii ki ülkenin kaynakları çıkartılsın; ancak bu çok dikkatli, kılı kırk yararak yapılması gereken bir iş. Bizde ise yapılanlar ortada… Kaz Dağlarında, Fatsa’da yaşananlar ortada. O kadar uyarmamıza rağmen, Salda Gölü ulusal değerimiz dememize rağmen, millet bahçesi yapmak için iş makinaları girdi. AKP iktidarının çevre karnesi felaket karnesi; Cerattepe, Munzur, Salda, Kaz Dağları, Kuzey Ormanları, Hasankeyf… saymakla bitmez…
Dünyanın çöp merkezi olduk. Daha önce de defalarca gündeme getirdim; çöp ithalatı derhal durdurulmalı. Biz daha kendi çöpümüzü dönüştüremiyorken bir de diğer ülkelerin çöpünü topluyoruz.Bakanlığın 6 sayfalık sunumuyla bir ülkenin çevre ve şehircilik politikası olmaz, ölü gezegende de gelecek olmaz.