CHP Ankara Milletvekili Bingöl: Sağlık emekçilerine dayatılan insanlık dışı koşullar kabul edilemez!
Yayınlayan
CHP PM Üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl:
“Zulmettiğiniz Doktorlar Ve Hastaları Sizden İktidarı Söke Söke Alacak”
Rümeysa Berin Şen, 25 yaşında, genç, asistan doktor kardeşimiz. Ankara Şehir Hastanesinde otuz altı saatlik bir nöbet sonrasında evine gitmek üzere yola çıkar. Annesi de kızıyla birlikte kahvaltı yapmak üzere kahvaltı sofrasını hazırlamış, kızını bekler ama otuz altı saatlik stresli, yorgun, uzun çalışma koşulları maalesef Rümeysa’nın kaza geçirmesine yol açar ve Rümeysa hayatını kaybeder, anasının hazırladığı o sofraya oturamaz. Rümeysa hayatını kaybeder ama bunun sorumlusu kim?
İki yıl önce Ceyda, 28 yaşında, genç bir asistan kardeşimiz çalışma koşullarına ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığı için “Artık dayanamıyorum.” diye intihar eder ama bütün bunların, bu gelişmelerin hiçbirinden Adalet ve Kalkınma Partisi ders çıkarmaz. Ve bu süre içerisinde mesleğinden ayrılanlar, ülkesini zorunlu olarak terk edenler ve hayatına kasteden doktor sayısı alabildiğine çoğalır.
Son beş yılda 4 binin üzerinde hekim Türk Tabipleri Birliğine başvurarak yurt dışında çalışmak üzere yeterlilik belgesi alır yani buradan bir göç dalgası var. Yetişmiş, eğitimini burada tamamlamış, uzmanlığını almış doktor kardeşlerimiz ülkeyi içleri kan ağlayarak terk etmek zorunda kalıyorlar. Uzun çalışma saatleri var. Amerika’da bir hekim on altı saatten fazla çalıştırılmaz, Avrupa’da bu süre sekiz saattir ve haftalık kırk sekiz saattir. Bırakalım Amerika’yı, Avrupa’yı, size Türkiye’den bir örnek vereyim. Otobüs şoförleri, tır şoförleri beş saatten fazla çalıştırılmıyor. Niçin? Çünkü insan hayatı var, insan taşıyor; beş saat sonra dinlenmek zorunda. Onu bırakın, tır ve otobüsler bile, tır ve otobüsler bile on sekiz saatten fazla çalışmıyor, kontak kapatmak zorunda. Düşünebiliyor musunuz, otobüsün kıymeti bizim doktorlarımızdan daha fazla, böyle bir ülkede yaşıyoruz değerli kardeşlerim.
740 bin sağlık çalışanı, sağlık personeli atama bekliyor. Doktor açığı var, hemşire açığı var, ebe açığı var, teknisyen açığı var, laborant açığı var; 740 bin sağlık personeli de atama bekliyor. Niçin atanmıyor? Acaba AKP’nin o rantçı anlayışı, o yandaş anlayışı burada da devam ediyor mu? Maalesef ediyor. Nedir bu? Özel hastanelere ucuz iş gücü sağlamak adına bu atamaların birçoğunu gerçekleştirmiyorlar ve sürekli oyalıyorlar.
Bu çalışanlar günün yirmi dört saati riskli ortamda çalışıyorlar. Bir hemşire yeri geliyor AIDS’li hastadan kan kalıyor, yeri geliyor tüberkülozlu hastadan nefes alıyor, yeri geliyor Covid’li hastayla ilgileniyor, yeri geliyor hepatitli hastadan damar açıyor. Böyle riskli ortamda çalışıyorlar ama gelin görün ki Adalet ve Kalkınma Partisi anlayışı, bu o olumsuzlukları ortadan kaldırmak için zerre kadar adım atmıyor.
Şu sıralarda oturan CHP’li milletvekilleri sadece 27’nci Dönemde, sağlıkla ilgili 46 tane araştırma önergesi verdi, 46 adet. Diğer muhalefet milletvekillerinin verdikleri buna dâhil değil. Hepsini göğsünüzü gere gere reddettiniz. Bunların hepsinde haklı gerekçeler var, hayati gerekçeler var, insanlık adına verilmiş araştırma önergeleri var ama hepsini reddettiniz. Niçin? Saray talimat vermiş: Zinhar, muhalefet partisinin verdiği araştırma önergelerine haklı da olsa olumlu yaklaşmayacaksınız, yaklaşmamaya devam edin.
Bakın, bir başka konu, çok önemli… Hastanelerde ağır yük var, dediler ki: Bütün şeyi boşaltacağız, kuyruk kalmayacak. Ya hastane önünde kuyrukları bitirdiniz de internette kuyruk var, internette. Evlerinde hasta yakınları internete girip sıra almaya çalışıyorlar. Üç aydan önce sıra verilmiyor. Doktor seçeceksiniz; ya, adam hastalığıyla ilgili muayene olmak için üç aydan önce sıra alamıyor, doktoru nasıl seçecek?
Ama AKP tabii çözüm üretir; o, uygun çözüm üretmede beceriklidir. Bu yığılmayı nasıl önlemeye çalıştılar? Dediler ki: “Doktor arkadaşlar, beş dakikayla sınırlı sizin hastaya bakmanız, beş dakika.” Şimdi bu sıralarda oturan Cumhur İttifakı’na mensup milletvekilleri var. Şu kürsüye gelsinler; hastanın hikâyesini almak, muayenesini yapmak, hastanın sorularına cevap vermek ve tetkikleri istemeyi beş dakikaya sığdırıyorlarsa helal olsun onlara; kamuoyuna çıkacağız, diyeceğiz ki: AKP’nin feraseti bütün bunların hakkından gelebiliyor ama beş dakikada bunu yapmak mümkün mü? Siz, doktorları bir ayda 350 saat çalıştırıyorsunuz Türkiye’de ve “100 hastadan fazla muayene etmek zorundasın.” diyorsunuz. İşte onun için, doktorlarımız, hemşirelerimiz, diğer sağlık çalışanlarımız çok büyük bir problemle karşı karşıyalar. Çözmeye niyetiniz yok. Siz o hasta garantili hastanelere ödediğiniz paralarla ilgili sorular yöneltildiğinde şunu söylüyorsunuz. Dendi ki: “Bu hastane sahipleri o paraları söke söke alırlar.”
Alırlar ama bu zulmettiğiniz doktorlar, sağlık çalışanları ve onların hastaları da sizlerden iktidarı söke söke alacaklar.