Bu bir siyaset meselesi değil, artık ülkemiz için utanç meselesidir.
Yayınlayan
Üzerinde konuştuğumuz maddede aile mahkemeleriyle ilgili bir konuda ifade değişikliği öngörülüyor fakat aile mahkemelerinin asıl sorunları ne yazık ki ne birkaç kelimeyle çözülebilir ne de birkaç maddeyle. Aile mahkemesinin görevleri arasında kadınların şiddet ve her türlü saldırıdan korunması yer alıyor ancak yalnızca Eylül 2019 verilerine baktığımızda bile ne yazık ki 53 kadının cinayete kurban gittiğini üzülerek görüyoruz yani daha geçen ay, Eylül 2019. 2016 Eylülünde 35 olan bu sayı her sonraki eylül ayına baktığımızda yaklaşık yüzde 20 artarak maalesef devam etmekte. Esas mesele budur. Bu vahşete artık hep beraber “Dur!” dememiz gerekiyor. Konuyla ilgili gerek İstanbul Sözleşmesi gerekse 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u görmekteyiz ki caydırıcılık anlamında hedefine ulaşamamaktadır. Üzerinde durmamız ve bu yüce Meclis çatısı altında tartışmamız gereken konu kadın cinayetleri meselesinin hangi yapısal ve hukuksal reformlarla düzeltileceğini ortaya koymaktır. Bu bir siyaset meselesi değil, artık ülkemiz için utanç meselesidir. Yüce Türk milletinin en önemli dayanağı olan aile kurumunun tüm fertlerinin gerek sosyal hayatta gerekse devlet nazarında korunmasını ve her türlü yıpratıcı meselelerden ayrı tutulmasını sağlamak önceliğimiz olmalıdır.