ATAY USLU: Elâzığ ve Malatya çevresini etkileyen deprem ile ilgili görüşlerimi dile getirdik.
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “Elâzığ ve Malatya çevresini etkileyen deprem” konulu, CHP’nin vermiş olduğu önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sivrice merkezli depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz; yaralılarımız var, onlara da acil şifalar diliyorum. Ben bundan önceki büyük depremlerden bir tanesi olan Van depremini yaşamış, o dönemde görev almış bir mülki idare amiri olarak görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
CHP bugün bir önerge verdi, önergesinde diyor ki: “Bölgeyi afet bölgesi ilan edelim veya afete maruz bölge ilan edelim.” Değerli arkadaşlar, bir terminoloji sorunu var. Bu sorun 2011’de de vardı bugün de var. Afet bölgesi, afete maruz bölge ve genel hayata etkinlik kavramları birbirine karıştırılıyor. 7269 sayılı Kanun’un 2. ve 3. maddelerinde afete maruz bölgeler tanımlanır. Bir lokasyon, afete maruz bölge ilan edilirse orada yapılaşma olmaz, ikamet ve iskân olmaz, yasak getirilir. O bölgenin tüm durumu imara işlenir, riskli alan olarak belirlenir ve o afet bölgesinde artık bir daha yapılaşma, vesaire olmaz yani hayat orada durur. Dolayısıyla, afete maruz bölge ya da afet bölgesi ilan etmek kanunlarımız açısından da ortadaki durum açısından da kesinlikle yanlıştır, böyle bir şey yoktur zaten. Ama maalesef, 2011 Van depreminde CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ifade etmişti, yine on yıl sonra aynı terminolojiyi ifade ediyorlar. Bu durum yanlış bir durumdur. Afete maruz bölge neresi ilan edilir biliyor musunuz? Bir yerde sel vardır, çığ vardır veya başka bir risk vardır, o bölge afete maruz bölge olarak ilan edilir ve orada yerleşim olmaz, kanunda bu yok.