Mv. Arslan Kabukcuoğlu: Sağlıkta Şiddet Yayılarak Devam Ediyor
Yayınlayan
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 323 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 7’nci maddesi üzerine Grubum İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlarım.
Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçu, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kamu faaliyetinin yürütülmesinin veya bireylerin kamu hizmetlerinden yararlanmasının engellenmesiyle meydana gelmekte; fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır. Sağlık hizmetleri niteliği gereği belirli bir düzen içerisinde aralıksız olarak verilmek ve sürdürülmek zorundadır. Kişilerin ve toplumun varlığı vazgeçilemez ve ertelenemez hizmetlerdendir. Anayasa’nın 56’ncı maddesinde korunan, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı devlet yükümlülüklerine girmektedir. Sağlık hizmetlerinin etkin, verimli ve düzenli bir şekilde sunulabilmesi için sağlık çalışanlarının işin niteliğine uygun ve güvenli ortamda, şiddete maruz kalmaksızın çalışabilmelerinin sağlanması kamu otoritesinin görevidir.
Teklifle, kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi, suçun konusunun sağlık hizmetleri olması durumunda verilecek cezanın altıda 1 oranında artırılmasını öngörmektedir. İYİ Parti olarak biz, sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi için verilen cezaların yeniden gözden geçirilmesinden yanayız.
15 Nisan 2020 tarihinde kabul edilen 7243 sayılı Kanun’un 28’inci maddesiyle Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Ancak hükmün açıklanmasının geriye bırakılamayacağı yönündeki düzenleme tekliften çıkarılmıştır. Ne yazık ki yasanın kabul edildiği tarihten bu yana sağlıkta şiddet olaylarının sayısında düşme olmamış, yayılarak artmaya devam etmiştir. Sağlık personeli fiziksel ve ruhsal olarak yaralanmıştır. Öyle ki bazı sağlık çalışanları mesleklerini terk ettiler. Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası verilerine göre, Haziran 2020-Mart 2022 tarihleri arasında yani Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan değişiklerden günümüze sağlık çalışanlarına yönelik toplam 340 şiddet olayı gerçekleşti. Bugüne kadar yapılan düzenlemeler, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, cezasızlık algısına neden olmuştur. Teklifle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi, suçun konusunun sağlık olması durumunda daha da dikkatli olmayı ve bu konuda gerekli cezai tedbirleri almayı gerektirmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ sağlıklı çalışan tüm kurumlara karşıdır. Sağlık sektörü kendine göre kuralları, işleyişi olan bir sektördür; hasta vardır, hekim vardır, hastalık vardır. Eğer hekim ile hasta iş birliği yapamazlarsa hastalığın hakkından gelemezler. Hekimler ile hasta arasındaki ilişkide güvensizliğin kesinlikle kalkması lazım. Eğer bu güvensizlik kalkmazsa ve araya bir fesat sokulursa kesinlikle hastalık, kazanır; hasta, kaybeder. AK PARTİ maalesef bunu sağlayamamıştır ve bozmuştur. Sayın Cumhurbaşkanının “Giderlerse gitsinler.” sözü kurumsal aidiyetin tabutuna çakılan son çivi olmuştur. Kurum aidiyeti önemsizleştirilince maddi durumlar öncelik kazandı, tüm hekimlerimiz yurt dışına çıkma gayretine kapıldılar.
Yine, AK PARTİ’nin özle değil, şekille ilgili olmasının sağlıktaki son meyvesini gördük. Hastane yatak sayıları ve hastane sayıları artmadan ihtisas gören hekimlerin sayısında 2 misline yakın bir artış yapıldı. Dört beş yıl sonra uzman hekim sayısı çok fazla artmış olacak. Ya kalite, hastane enfeksiyonları, ameliyathane komplikasyonları, hastanın tekrar hastaneye dönme oranları, klinikopatolojik korelasyonlar; bunlar ne olacak? Umarız ki bunların oranında 2 misli artış olmaz. Tedavi yetersizliği ve başarısızlığı ne gam, işte hastanelerimiz var, doktorlarımız var ya; yaparsa bunu ancak AK PARTİ yapar.