30 Ocak 2020 TBMM Basın Odası; 1999 Yılından Beri Toplanan Deprem Vergileri Nerede Basın Açıklaması

Deprem ; Türkiye’nin ve doğanın bir gerçeği. Ülkemizin çok büyük bir bölümü deprem riski altında. Bunu geçmişimizde yaşadık. Yaşamaya da devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı “Depremi önleyemeyiz” diyor. Biz zaten depremi önle demedik ; depremin vereceği hasarları önle ; en aza indir yani ; önlem al dedik. Japonya’da 9 şiddetinde deprem oluyor bir kişi bile ölmüyor ama Türkiye’de 6.8 şiddetinde deprem oluyor , 41 vatandaşımız canından oluyor.
Millete küfür eden işadamlarının yüz milyonlarca dolarlık vergi borçlarını sıfırlayanlar, yoksul halktan deprem için toplanan vergilerle saray yaptı, uçak aldı, gemi aldı ve yandaş işadamlarına rant kapıları açtı.
Değerli basın mensupları;
Çok net çok sade bir sorumuz var.
Halk adına, halkın parasının hesabını sormak bizim Milletvekilleri olarak görevimiz: hesap vermek de iktidarın sorumluluğu değil mi?
Peki, Deprem için toplanan 34 milyar dolar nereye gitti?
Soru çok basit. Cevap da çok basit olmalı. Kalem kalem nereye harcandı açıklanmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın parasının hesabını, yetimin hakkını soran Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’un deprem vergilerinin hesabını sormasından rahatsız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem vergileriyle ilgili “Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok” dedi. Bu nasıl bir yanıt? Nasıl olur da yürütmenin başı bir Cumhurbaşkanı toplanan verginin hesabını vermem diyor? Dünyada kabile ülkelerinde bile bunu diyemezsiniz. Her konuşmalarında kutsal dinimizi alet edenler çıksın vatandaşın, kul hakkının hesabını versinler. Kul hakkı yemeyen birisi çıkar alnı açık şekilde gönül rahatlığı ile hesap verir. Kimler hesap veremez? Haksızlık ve hukuksuzluk yapan hesap veremez.
Değerli basın mensupları ;
Yaklaşık bir yıl önce Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a çok açık, çok net, yorumsuz sormuştum. ‘1999’dan 2018 yılına kadar toplanan paranın ne kadarı depremlerin vereceği zararları önlemek için kimler tarafından ne şekillerde harcanmıştır?’ Maliye Bakanlığı ‘Biz bilmiyoruz İçişleri Bakanlığı bilir’ dedi. Skandala bakar mısınız? Maliye Bakanlığı, toplanan vergiyi bilmiyor. Peki dedik, düştük halkın parasının peşine.
Ben daha sonra hem soru önergesi ile hem de CİMER aracılığı ile İçişleri Bakanlığına aynı soruları sordum. Aylardır cevap veren yok. Kimse bilmiyor. Deprem için toplanan katrilyonları kim harcadı nasıl, nereye harcadı? Şu anda bilen yok. Bu durum iktidarın ayıbıdır. Bu durum milyonların hayatının, can ve mal güvenliğinin hiçe sayıldığının ispatıdır. Vatandaştan alınan deprem vergileri vatandaşa değil yandaşa harcanmıştır asıl korkuları bunun ortaya çıkmasıdır. Yoksa çıkıp açıklasınlar kalem kalem nereye harcandı. Biz de bilelim, vatandaş da görsün. Deprem için ödediği vergiler nereye, kimlere gitmiş?
İçişleri Bakanı birkaç gün önce “İstanbul’da 7.5 şiddetinde deprem bekliyoruz” dedi. Adama sormazlar mı neyi bekliyorsunuz o zaman?
Bilim adamları her gün açıklama yapıyor deprem geliyor, milyonlarca insan risk altında. Önlem alın. Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanının sarayı depreme uygun yapılmıştır kesin ama halkın oturduğu yerler yapılmadı. Saray ayakta kalsın diye milyonların canı hiçe sayılıyor.
Değerli basın mensupları, daha önemli olarak
2 Gün önce Akdeniz’de 5.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin kendisi zaten çok yıkıcı iken bir de nükleer santralin olduğu yerde meydana gelecek depremi düşünün. Mersin’de Akkuyu Nükleer Santrali çalışırken yaşanacak bir depremde sadece Mersin değil; bölgenin tamamı cehenneme döner. Deprem olmadan bu santralin reaktör beton taban iki kere çatladı. İki kere yeniden yaptılar, doldurdular. Deprem olduğunda neler yaşanır ; bunu lütfen kendinize de bir sorunuz.
Tekrar uyarıyoruz. Akkuyu Nükleer santral inşaatını durdurun. Nükleer santralden vazgeçin. Deprem için toplanan paraların hesabını verin ve derhal depreme karşı önlem almaya başlayın. Yoksa yarın çok geç olacak. Sorumluları da siz olacaksınız.
Hepinize saygılar sunuyorum.