27 Kasım 2019 TBMM Genel Kurulu; Sınır Güvenliği Kadına Şiddet ve Terör Saldırıları Hakkında Konuşma
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İçişleri Bakanlığının kanunla belirlenmiş görevleri şunlardır: Temel hak ve hürriyetleri esas alarak iç güvenlik, sınır, kıyı ve kara sularımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak, etkili sınır yönetimi ve göç politikalarını oluşturmak, mahallî idarelerinin hizmet standartlarını yükseltmek.
Peki, bakalım Sayın İçişleri Bakanı neler yapıyor?
İçişleri Bakanlığının koruması gereken kadınlar, erkek cinayetlerine kurban gidiyor. Dışarıda bir sürü cani elini kolunu sallayarak geziyor. Hatta daha, önceki gün Taksim’de, kadına şiddete dikkat çekmek isteyen kadınlara, polis gazla, plastik mermiyle müdahale etti, şiddet uyguladı.
AKP’li ve MHP’li kadın vekil arkadaşlarım burada; bakın, çok samimi soruyorum: Taksim’deki bu görüntülerden hiç mi rahatsız olmadınız? Kendi aranızda oturup “Bu kadarı da olmaz ya!” demediniz mi? Ben sizlerin yüksek vicdanına inanıyorum ve güveniyorum. Bakın, kadınlar öldürülüyor, her gün bir kadın şiddete kurban gidiyor. Taksim’de yaşanan olaya en başta sizin tepki göstermeniz gerekiyor. Partizanlığı martizanlığı bırakın, vicdanınızın sesini dinleyin, merhametinizi gösterin, çıkın, konuşun; lütfen, korkmayın.
Değerli milletvekilleri, ben hukuka ve yasalara bağlı Emniyet çalışanlarımızı buradan saygıyla selamlıyorum. Canla başla, en zor koşullarda hizmet veren polislerimizin sıkıntıları bizim de sıkıntımız. Onlar hepimizin polisi; şehitlerimiz, gazilerimiz hepimizin ortak değeri. CHP iktidarında 3600 ek göstergeyi diğer kamu görevlileriyle birlikte polislerimiz de mutlaka alacaklardır.
Bakın, her fırsatta “Millet ne isterse o olur.” diyorsunuz “sandık” diyorsunuz “Seçildik.” diyorsunuz; peki, Yüksek Seçim Kurulunun “Seçilmesinde bir mahzur yoktur.” dediği, haklarında bir mahkeme kararı bile olmayan belediye başkanlarını görevden alıp kayyum atamanın seçimle, sandıkla, oyla, demokrasiyle ne alakası var, bunu bir izah edin lütfen. Ancak bir İçişleri Bakanınız var, iç güvenliği sağlamak bir yana, kendisi bile tek başına bir güvenlik sorunu. Çok açık söyleyeceğim: Sayın İçişleri Bakanı, kadınlara gösterdiği şiddeti IŞİD mensuplarına göstermedi. Ne diyor İçişleri Bakanı? “IŞİD bize bir şey yapmaz, merak etmeyin.” Hani sokaklarda şu, çakma telefon satanlar var ya, garanti belgesi falan vermez “Bir şey olursa bana getir, hallederiz, garantisi benim.” der; işte, İçişleri Bakanının açıklamaları ile bunun arasında hiçbir fark yok. “IŞİD bir şey yapmaz.” ne demek? Böyle bir devlet anlayışı nerede görülmüş, olabilir mi? İşte Suruç, işte Ankara Garı katliamı, Gaziantep, İstanbul, Reyhanlı. Bu örgüt, Türkiye tarihindeki en büyük terör saldırısını yaptı. İçişleri Bakanı “Bir şey olmaz.” diyor ama oldu bile. Ankara Garı katliamını haberi olup da kim ya da kimler önlemediyse o 103 canın katili de onlardır.
Sayın Bakan, can güvenliğinden sorumlu olduğu İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu’nu önce hedef gösteriyor, sonra korumalarını geri çekiyor, ardından çıkıp “Sorumluluk benim.” diyor. Bu nasıl bir devlet anlayışıdır?
Sayın Süleyman Soylu burada yok ama AKP’li sayın vekiller belki yanıt verir. Şu anda Mecliste bulunan partilerin il başkanlarının, kadın ve gençlik kolları başkanlarının kaçında koruma var, kaçı hakkında tehdit var? Çıkın, lütfen, tek tek açıklayın.
Gelelim sınırlarımıza. Sınır demeye bin şahit ister, yolgeçen hanı. Türkiye’de hangi şehirde, kaç sığınmacı var, tam rakamı kimse bilmiyor. Ne iş yapıyorlar, nasıl örgütleniyorlar, paralel yapılanmaları var mı, yok mu kimse bilmiyor.
İktidar, bize şunun yanıtını verebilir mi: Türkiye’ye sığınmış pek çok Suriyeli sığınmacı var. Adam elini kolunu sallayarak geldi, gelenlerden kaçının adli sicil kaydına hâkimsiniz? Geldiği yerde kaçak mı, suçlu mu, suç işledi mi, ne yaptı, ne etti biliyor musunuz? Gelenlerin arasında kaç tane IŞİD’li var? Ülkesinde aranan ama paçayı kurtarmak için sığınmacı rolüne bürünen var mı, gerçek kimliği ne? Bunların hiçbirini bilmiyorsunuz. Gidin, sorun İçişleri Bakanına, biliyor mu? Vereceği cevap “Bilmiyorum.” olacak ama onun görevi bilmek, sorunları çözmek; sorun yaratmak değil.
Hepinizi saygılarımla, en içten sevgilerimle selamlıyorum.