10 Ekim 2019 Ankara TBMM Genel Kurulu; Yargı Reformu Yasa Teklifi Hakkında Kürsü Konuşması
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu an görüşmekte olduğumuz yasa teklifinin 3’üncü maddesi avukatlık mesleğiyle ilgili, 4’üncü maddesi noterlik mesleğiyle ilgili, 5’inci maddesi de hâkim ve savcılık mesleğiyle ilgili Hukuk Mesleğine Giriş Sınavı’nı getiriyor. Esasında olumlu bir kanun teklifi ama son derece geç kalınmış ve vahim sonuçlara yol açmış bir gecikmeden bahsetmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, şu an 41 devlet, 115 vakıf, 34’ü Kıbrıs’ta olmak üzere 190 hukuk fakültemiz var. Bugün itibarıyla 126.700 avukatımız görev yapıyor, 24.100 stajyerimiz mevcut ve 84 bin hukuk fakültesi öğrencimiz var. Yani dört beş yıl sonra 230 bin civarında avukat olacak hiçbir denetime tabi olmadan. Sınavın ne zaman yürürlüğe gireceği konusunu da teklifte 6’ncı maddemiz hükme bağlıyor. Burada sınavın ne zaman yürürlüğe gireceğinin takdiri tabii ki sayın teklif sahiplerine ait, takdiri onlara bırakıyoruz ama 80 tane baromuz bir şey söylüyor. Bakın, değerli milletvekilleri, bir ormanda aslan ile zürafa aynı yere koşuyorsa ormanda yangın var demektir.
Adalette, hukukta, yargıda yangın var; adalet sistemimiz çöküyor sayın milletvekilleri. Bu nedenle en azından barolara bir kulak verseydiniz iyi olurdu diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, burada teknik olarak konuşalım ama Allah aşkına bir şeyi de söyleyelim: Yargının bağımsızlığını altüst edip yargıda reform diye ortaya çıkmak, suikastçının “Ben doktorum.” diye koşturmasına benzemiyor mu sizce? Ülkede hukuk kalmadı; ne hukuk eğitimi doğru dürüst ne adalete güven var ne de bağımsız yargı kaldı. İşte bunun sorumlusu da maalesef ülkede on yedi yıldır ülkeyi yönetemeyen AK PARTİ iktidarlarıdır.
Değerli milletvekilleri, hepinize soruyorum: Açık konuşalım, çadır mahkemesi kuranlar mı yargıda reform yapacak, yoksa Genelkurmay Başkanını sanık, teröristi tanık yapanlar mı; kumpas davalarının savcılarına makam araçlarını verenler mi, yoksa “Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum, saygı da duymuyorum.” diyenler mi? Veya en çok gazeteci tutuklama rekoru kıranlar mı yargı reformu yapacak? Dün övdüğünüz, bugün sövdüğünüz ABD Başkanı Trump’ın isteğiyle rahip bırakanlar yargıda reform mu yapacaklar? 16 yaşındaki çocuk “tweet” attı diye tutuklanırken, teröristi devlet kanalına çıkarıp sonra da şikâyet edilince savcılık eliyle “ifade özgürlüğü” diyenler mi yargı reformu yapacak ya da mahkemede, mahkemelerde FETÖ borsası kuranlar mı? Yazılı sınavlarda 1’inci olan hâkim ve savcı adaylarını mülakatta eleyip yargıyı AKP teşkilatlarında görev yapmış il ve ilçe başkanlarına teslim edenler mi yargıda reform yapacak sayın milletvekilleri?
OHAL ve KHK’lerle, damatlarla ülke yöneteceksin, Aladağ’da yanan çocukların davasında tarikatları aklayacaksın, kadınları kasten kesenleri kravat taktı diye indirime tabi tutacaksın, Soma’da ölen 301 maden işçisinin ihmalinden sorumlu olanları aklayacaksın, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail’in katillerini serbest bırakacaksın, sonra da diyeceksin ki: “Ben yargı reformu yapıyorum.” Hayır sayın milletvekilleri, özellikle, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaoğlu’na saldıran, onu linç etmek isteyen alçakları, şerefsizleri, namussuzları bırakanlar da yargıda reform yapamaz sayın milletvekilleri.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e her gün hakaret eden, söven kişiye koruma polisi vereceksiniz ama onu yargılamayacaksınız. Siz mi yargı reformu yapacaksınız? Sizin yapmanız gereken tek reform var, o da yargıdan elinizi eteğinizi çekmek, hâkimlere talimat vermemek, gölge etmemek ve yargıyı özgür bırakmak.
Saray ve iktidar elini yargıdan çekerse zaten yargıda reform olacak sayın milletvekilleri.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunarım.