Sayıştay, AKP’nin İstediği “Dikensiz Gül Bahçesi”ne Hizmet Ediyor!!! (07.12.2021)
Yayınlayan
Sayıştay TBMM adına denetim yapmaktadır; ama bazılarının yanlış anladığı gibi TBMM’ye bağlı değildir.
Sayıştay, özünde kamu ve toplum adına denetim yapan bağımsız bir anayasal kuruluştur.
Yurttaşların kamu giderlerini karşılamak üzere üstlendikleri vergilerin amacına uygun harcanıp harcanmadığının, yine toplum adına denetlenmesi, modern demokrasilerin en belirleyici tarihsel özelliğidir.
Dolayısıyla, Sayıştay gibi bir kurumun bağımsızlığının gözetilmesi sadece siyasilerin görevi değil tüm halkımızın titizlenmesi gereken bir konudur.
Sayıştay, verimlilik ve etkinlik denetimi düzleminden basit bir performans denetimine indirgemiş olmakla birlikte, Sayıştay denetimi dışında tutulan işlemler kategorisi, kurumlar kategorisi giderek yaygınlaşmakta ve bu da tabii ki hukuk devleti ilkesine ağır bir darbe indirmektedir. Denetimden muaf tutulan Varlık Fonu bunun en büyük kanıtıdır.
Böylece AKP’nin istediği “dikensiz gül bahçesi” yani “denetimsiz icraat ortamı” hızla oluşturulmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Denetleme Teşkilatı ve Sayıştay gibi tüm mekanizmaların içi boşaltılmıştır. İçerikler incelendiğinde Anayasa ve 6085 sayılı kanunda belirtilen denetim yetkisinin fiilen ortadan kaldırıldığı görülmektedir. Bağımsız yargıdan ve bağımsız denetimden kaçış bir bütündür. Bu Anayasaya aykırılıktır, demokrasiden kaçıştır.
Bugün görüştüğümüz bu bütçenin dayanağı olan Orta Vadeli Program’ın yayınlandığı 5 Eylül 2021’de tarihinde dolar kuru 8,3 Lira iken bugün dolar 13,8 Lira.
Son 3 ayda AKP’nin ekonomide yarattığı bilinçli türbülans ile bütçe meclisten geçmeden kadük oldu. Bütçeyi hazırlayan Bakan istifa edip kaçtı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hazinenin gizli bakanı Sosyete Damadı bütçeyi daha doğmadan öldürdü.
Öngörüsüz ekonomi politikaları ve halk için değil rant için yapılan bütçelemeler vatandaşa zam, vergi ve açlık olarak geri döndü, dönüyor. Türkiye’yi 19 yıllık fetret devrine sokanların sayesinde bugün bütçeler yetersiz, halk perişan…
Eğitimden sosyal adalete, demokrasiden eşitliğe kadar birçok alanda ülkeyi 3.dünya ülkelerinden bile kötü hale getiren AKP, esnafa, çiftçiye, işçiye, öğrenciye yönelik değil, israfa, şatafata, ağırlama giderlerine, yandaşına, komisyoncusuna kaynak sağlıyor.
Türkiye’yi Avrupa’nın zam şampiyonu yapan, ağır vergiler ve gece yarısı kararlarıyla vatandaşı açlığa mahkum eden, dövizdeki dalgalanmaya çanak tutup Türk Lirası’nı pul edip yandaşını ve yabancı ortaklarını zenginleştiren AKP bugün yaşanan ekonomik buhranın tek sorumlusudur.
Düşük faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyonu bilinçli olarak ülkeye dayatıp, giderayak vatandaşın vergilerini cebe indirme gayesinde olanlar, karısı, kocası, çoluğu çocuğu devletten 8 maaş alanlar, her gün yeni bir zam haberiyle güne başlanmıyormuş gibi; utanmadan, sıkılmadan kameralar karşısına geçiyor.
Yok dış güçler, yok ekonomik savaş, yok kurtuluş savaşı demagojisiyle milletin aklıyla alan edenler ülkeyi uçuruma sürüklüyor.
Halka değil ranta, hizmete değil yolsuzluğa bütçe hazırlayanlar, bu öngörüsüz yönetememe halinin tek sorumlusudur.
Evet, sorumlu AKP ve küçük ortağıdır !
AKP’nin denetlenmemek, sorgulanmamak için çıkarmadığı yasa kalmadı.
Lügatlarında şeffaflık diye bir şey yok. Ama artık ne yaparlarsa yapsınlar boş.
Milletin gözünden hiçbir şey kaçmıyor.
Hiçbir vatanseverin içine sindiremeyeceği bu kumpas bütçesini kabul etmemiz mümkün değildir.
Merak etmeyin, bu son sömürü bütçesi olacak.
Getirin sandığı görüşelim.
Geliyor gelmekte olan !