Mv.Arslan Kabukcuoğlu:Açık Öğretimde, gelir fazlasının %80’inin YÖK’e aktarılması gözden geçirilmeli
Yayınlayan
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
OECD ülkelerinde nüfusun %45’i yükseköğrenim mezunu iken ülkemizde nüfusun %35’i yükseköğrenim yapmış durumda. Son 9 yılda lisans eğitiminden 2,9 milyon kişi mezun olmuş olup, bunun 3’te 1’i Açık öğretim fakültesi lisans mezunudur.
Açık öğretim fakülteleri, Türk eğitim sisteminde, hem devlet açısından hem de vatandaşlar açısından önemli bir ihtiyacı, eksikliği tamamlamaktadır. Biliyoruz ki eğitim süresi ile kalkınma arasında çok yakın bir ilgi vardır.
Ülkemizde Açık öğretim ön lisans ve lisans eğitimi veren 3 fakülte vardır. Bu fakülteler Atatürk Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi bünyesindedir. Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi, 39 yıllık bir kurum olup, 2020 yılı açık öğretim lisans eğitiminden mezun olanların %50’si Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi mezunlarıdır.
Pek çok Avrupa ülkesinde, örneğin Almanya’da, açık öğretim lisans eğitim diploması kabul edilmektedir. Bu durum orada çalışanlara açık bir maddi gelir desteği sağlamaktadır. Böylece açık öğretim fakülteleri, akut bir ihtiyaca da cevap verir hale gelmiştir.
Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi New York’tan Kahire’ye kadar çok geniş bir coğrafyada eğitim verip, sınav yapmaktadır.
Öğretim üyelerinin ve yöneticilerinin fedakârlıklarıyla ayakta kalan bu kurumların, kendi gayretleri ile olan maddi birikimlerine YÖK el koymuştur. Oysa Açık öğretim fakültelerinin önemli giderleri vardır.
Bugün bir yasama yetersizliğinin, bir kurumu düşürdüğü zorluktan bahsetmek istiyorum. 10 Nisan 2020 tarihinde 7243 sayılı torba yasa teklifi, Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülmüş olup, konuşmama konu olan madde ile, açık öğretim fakültelerinin gelirlerinin önemli bir kısmının YÖK’e aktarılması ve ek ödemenin azami %5 olması kararlaştırılmıştır. Gerekçesi ise, doktoralı bilim insanı yetiştirmek.
Teklifin görüşüldüğü sırada 2 üye teklife itiraz ediyor. Bir komisyon üyesi, YÖK yetkililerinden aldığı cevaba itimat ediyor. Diğer üye ise kesinlikle karşı çıkıyor. Sonrası malum: “Kabul edenler… etmeyenler…” Yasa komisyondan geçiyor.
Komisyonda YÖK başkan vekili muhatap oluyor. Keşke bir kişi de açık öğretim fakültelerinden olsaydı.
Teklif, genel kurula geliyor. Madde üzerinde ben de dâhil kimse konuşmuyor. Yasa teklifi kabul ediliyor. Bu özensizliğin ne zaman farkına varıyoruz? 2021 yılında açık öğretim fakülteleri ihtiyaçlarını karşılayamadığında farkına varıyoruz.
Öğretim üyeleri, saati 60 TL gibi komik bir ücretle çalışmaktadırlar. 25/7/2020 tarihinde yayınlanan Yüksek Öğrenim Kurumları Döner Sermaye Yönetmeliği’nde yapılan değişlik ile ek ödeme oranı % 5 ile sınırlandırılmıştır. Yaratılan maddi kısıtlama ile açık öğretim malzemesi üretim faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. Açık öğretim yalnız kendine değil, yükseköğrenim kurumlarına da ders içeriği sağlamaktadır. Açık öğretim fakültelerinin 1000 den fazla ders kitabı ve 20.000 ders videosu, tüm öğretim üyeleri ve öğrencilere açıktır.
2021 yılında döner sermaye gelir fazlasının %80’inin YÖK’e aktarılmasıyla, açık öğretim yapan üniversiteler pek çok ihtiyacını bu kanaldan finanse ederken, artık karşılayamaz olmuştur.
Ayrıca açık öğretim sınav faaliyetleri 2020 yılından itibaren açık öğretim geliri kapsamında sayılmıştır. Bu ise 1 sınavı 50 milyon TL’yi bulan açık öğretim için büyük bir yük oluşturmaktadır.
1 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan yasal değişiklikler, başarılı bir şekilde devam eden açık öğretim fakültesi faaliyetlerine engel olur hale gelmiştir. TBMM, yapılan hatayı derhal düzeltmeli, böylece açık öğretim fakülteleri eskiden olduğu gibi başarılı çalışmalarına devam etmelidir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.