CHP İktidarında Kadın İstihdamı Artırılacak (30.06.2021)
Yayınlayan
Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlar ne yazık ki eğitimden siyasete, istihdam sağlığa kadar yaşamın birçok alanında ayrımcılığa ve adaletsizliğe maruz kalmaktadır.
Bunun temeli kadına yönelik ayrımcı söylemler ve eşitliğe inanmadığını dile getiren eril zihniyet ve kararlı bir iradenin yokluğudur.
Türkiye’de kadınların yaşam hakkını doğrudan tehdit eden şiddet sarmalı ve şiddet karşısında cezasızlık hali, ne yazık ki ülkemizde yaşayan her 10 kadından 4’ünün kendini güvende hissetmemesini sağlıyor.
Ülkemizde var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık bir demokrasi ve insan hakları sorunudur.
Şiddeti önlemek kararlı bir mücadele ile olur ve politiktir. Bunun için doğumdan ölüme kadar yaşamın her alanında şiddeti önlemeye ilişkin politikalar üretilir, uygulanır ve uygulatılır.
Her türlü ayrımcılığı ve eşitsizliği yasaklayan bütüncül bir metin olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı da bu sorunların ve AKP hükümetinin bu konulardaki samimiyetsizliğin bir ikrarıdır.
Tarihe bir utanç olarak geçen bu kararla, ‘ben yaptım oldu’ anlayışı ve kadınların yaşam hakkı tek adamın keyfiyetine terk edilmiştir. Aynı zamanda bu hukuksuzluğa dur demek konusunda sorumluluğu olan Danıştay’ın verdiği vicdanları kanatan karar, Türkiye’nin geleceği, demokrasisi ve siyasi rejimi açısından da tarihe bir kara leke olarak geçmiştir.
Kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı eşitsizlik ve ayrımcılık, çalışma yaşamında daha da belirgin hale gelmekte.
Kadınlar iş aradığında işsizlik artıyor diyen eril zihniyetin sayesinde; kadınlar emek piyasasında ikincil konumda, eğreti istihdam biçimlerine razı, ücret eşitsizliği gibi ayrımcılıklarla karşı karşıya kalıyor.
Kadınların karar mekanizmalarından dışlanması, yok sayılması, cinsiyetçi istihdam politikaları, işgücü piyasalarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin belli başlı göstergeleridir.
Covid-19 ortamında; kadınların yarısından fazlasının çalışma süreleri azalmış, %42’si ücret kaybı yaşamış ve çalışma biçimi erkeklere göre daha fazla değişmiştir.
Kadın istihdamının Dünya ortalamalarının çok altında olduğu Türkiye’de;
– Her 4 kadından sadece biri çalışıyor
– Geniş tanımlı kadın işsizliği %37,7
– Kadın işgücü son bir yılda %8,2 azaldı
– 11 milyon kadın “ev işleriyle meşgul” olduğu gerekçesiyle resmi verilerde “iş yapamaz” olarak görünmekte.
Bu tablo kadınların güvenceli ve insan onuruna yakışır bir biçimde, eşit işe eşit ücret taleplerinin yerine getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ücretsiz kreş, doğum izni gibi sosyal hakların ve aile sigortasının yerine getirilmesi acil ve zorunludur.
Toplumsal cinsiyet eşitliği kararlı bir devlet politikası haline getirilmediği sürece, kadın erkek eşitliği sadece kağıt üzerinde kalacaktır. Bu yüzden kadınları eşit ve özgür birey olarak gören uygulamalar amasız ve fakatsız olarak uygulanmalı ve bu yönde bir irade gösterilerek, bu kararlı iradeden hiçbir şekilde taviz verilmemelidir.
Çalışma hayatında ayrımcılığın, cinsiyetçi iş bölümünün ve ücret eşitsizliğinin son bulmasını istiyoruz.
CHP gelecek, eşitlik gelecek, adalet gelecek.
Az kaldı, ilk seçimde bu ülkeye toplumsal cinsiyet eşitliğini getireceğiz. Kadınlar yaşamın her alanında fırsat eşitliğine sahip olacak..