CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl: “Türk Hava Kurumu’ndaki yolsuzluklar derhal araştırılmalı”
Yayınlayan
Bu yıl, ülkemiz çok ciddi afetlerle âdeta boğuştu; bir yandan sel felaketi, bir yandan da yangınlar. Yangınlar son on yılın en büyük yangınlarıydı ve o yangınlar 250 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlarımızı âdeta yok etti.
Peki, bütün bu yangınlar olurken iktidar ne yaptı?
İktidar maalesef çaresizlik içindeydi. Bakanlar oradan oraya koştururken niçin bu çaresizliğin bedelini yurttaşlar ödüyor, o ormanlardaki masum canlılar ödüyor; hiç bunun ayırdında değillerdi, zevahiri kurtarmakla meşgullerdi.
Çaresizlerdi çünkü, doğru dürüst bir programları yoktu! Çaresizlerdi çünkü, hiçbir önlem alınmamıştı! Çaresizlerdi çünkü, tek bir uçak dahi yoktu.
Peki, bugünlere nasıl gelindi?
Otuz beş yıl boyunca Türk Hava Kurumu tek başına o yangınlarla mücadele etti ve o mücadelede hep galip çıktı. Ama neylersiniz ki AKP’nin o Osmanlıcı zihniyeti yani cumhuriyetin kazanımlarını ve değerleri yok etme adına yaptığı girişimler maalesef Türk Hava Kurumunda da kendisini gösterdi.
Neydi bu?
O çürümüşlük, o yolsuzluk, o usulsüzlük adeta Türk Hava Kurumu’nu bitirmeye yönelikti. Bunun 2 nedeni var; 1 tanesi az önce söylediğim gibi cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmak, 2’ncisi de bu ülkede darbe yapmaya yeltenen tarikat ve cemaatlere Türk Hava Kurumu’nun en büyük gelir kalemi olan kurban derilerinin fitre ve zekâtının toplanmasının önüne geçerek o yandaş tarikatlara ve cemaatlere olanak tanımak.
Oysa, Türk Hava Kurumu, çok önemli birkaç şeyle kurulmuştu ve açıp bakabilirsiniz; o günün Meclis tutanaklarında gizli oturumlar yapılmış sadece Türk Hava Kurumu için. Bunun gerekçesi şu: O gün Silahlı Kuvvetlerin bir hava şubesi var, Hava Kuvvetleri yok, imkânsızlıklar içinde ama uluslararası baskı nedeniyle uçak ve benzerlerini alma şansı da yok, dönüyor, Türk Hava Kurumu’nun kuruluş felsefesinde bu var, Türk Hava Kurumu üzerinden o uçakların alınıp Silahlı Kuvvetlere verilmesi sağlanıyor. On beş yılda tam 331 uçak alınıp hediye adı altında Silahlı Kuvvetlere veriliyor. Bununla sınırlı değil. Bakın, o dönemde öyle şeyler yapılıyor ki, şu deniliyor: Hangi il ve ilçe belli ölçüde yardım yaparsa o il ve ilçenin adı uçağa verilecek. Ve burada ilk olarak Adana’nın Ceyhan ilçesi 10 bin liralık bağışla ilk uçağa adını yazdırıyor. İki yıl içinde tam 72 il ve ilçe yaptıkları katkı nedeniyle adlarını uçaklara yazdırıyorlar.
Peki ne oldu?
Bakın, bu bir utanç vesikasıdır utanç vesikası! Birtakım kurumlara gideriz, bakanlıklara gideriz, siyasi partilere gideriz o kurumun başından itibaren başkanlarının, genel başkanlarının fotoğrafları ve isimleri vardır. Türkiye tarihinde ilktir ki Türk Hava Kurumu’nun bir Genel Başkanının adı o listeden çıkarılmıştır, bu utançların en büyüğüdür çünkü 2009 ile 2014 arasında Genel Başkanlık yapan şahıs Türk Hava Kurumunu âdeta yolsuzluğa ve çözümsüzlüğe, usulsüzlüğe gark etmiştir.
Gelinen noktada bu süre zarfında Türk Hava Kurumunun bu içinde bulunduğu açmazı gidermek adına sözüm ona kayyum atandı. Kayyumun başında da eski bir AKP milletvekili var. Adamcağız bu borçları, bu tıkanmışlığı, bu çaresizliği görünce kayyum başkanlığından istifa etti. Ya, kırk iki gündür mahkemeye isyan ediyor, “Benim kayyum heyeti başkanlığından istifamı kabul edin” diyor, kabul etmiyorlar. 2 kez başvurdu. Niçin etmiyorlar? Zamana oynuyorlar. Gerekçe şu: Bir kongre talebi var bütün Türk Hava Kurumu şubeleri ve delegelerinin.
Deniyor ki: Süratle kongreye gidelim, adil bir kongre yapalım, yeni bir yönetim oluşsun ve bu yönetim yeniden Türk Hava Kurumunu ayağa kaldırsın. Neylersiniz ki AKP zihniyeti buna karşı, şubeleri dizayn etmekle meşgul tıpkı Kızılay’da yaptığı gibi.
Hepimizin büyüklerinin Türk Hava Kurumunda alın teri var, emeği var, onların katkılarıyla bu Türk Hava Kurumu bu hâle geldi. Şimdi bu araştırma önergesine “ret” verenler o aile büyüklerinin alın terine, emeğine ihanet edeceklerdir.
Çok açık söylüyorum: Gelin Türk Hava Kurumunu araştıralım, yolsuzluğunu, usulsüzlüğünü ortaya çıkaralım. Eğer ipoteklendirilen bu 1.300 mal varlığını kurtaramazsak Türk Hava Kurumunu tamamen çürümüşlüğe terk edeceğiz.
Öyle bir şey yapılıyor ki on yıllık geliri bankalardaki kredilere yeni bir yapılanmayla bağlanmış yani on yıl boyunca Türk Hava Kurumunun eli kolu bağlı. Şunu söyleyeyim: Bu Kurumun onursal Genel Başkanı Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı isterse şu anda atıl vaziyette duran 6 uçağı, sarayındaki bir miktar tasarrufla rahatlıkla ayağa kaldırır ve önümüzdeki yıl bu büyük facialarda kullanılır hâle getirir.